HABER VERMEDİN
Senden haber alamadım çok zaman.
Öldün mü kaldın mı haber vermedin. Duruyor mu başındaki boz duman. Başından saldın mı haber vermedin. Buralar hayli zor mahpus damından. Gönlüm gün görmüyor gurbet gamından. Selam saldım bir viranın camından. Duydun mu, aldın mı haber vermedin. Bazen yağmur, bazen dolu vuruyor. Bazen olur olmaz her şey yoruyor İnsanın içinde umut kuruyor Solanı yoldun mu haber vermedin Uzak yollar ayrılığa diretir Vuslat kapısından hicran üretir Yalnızlık ki sen olmayı öğretir Dengini buldun mu haber vermedin Her gece resmine sarıldığında Ortadan bölünüp yarıldığında Şansına bahtına darıldığında Sevmekten yıldın mı haber vermedin Tarla tapan işin var dı evvelce. Bir ev yapacaktın, pay edip önce Herkes ayrı ayrı yere göçünce Hisseni böldün mü haber vermedin Dünyevi işlere tamahın çoktu Öyle ki pek yanlış işin de yoktu Yav, seni ne yaktı, beni ne yıktı. Düşündün, bildin mi haber vermedin. Bizim koca oğlan Adnan da ölmüş Duydum ki eceli kalbinden bulmuş Dost düşman namazda bir hiza olmuş Saf durup kıldın mı haber vermedin Kimselere kalmaz dünya tapusu Ta başından bozuk arzın yapısı Çalmayla aşınmaz yarin kapısı Bir defa çaldın mı haber vermedin Gitmeler düştü mü aklına yine Vurup kahpeliğin kör sinesine İki fitne sokup kendi kendine Aklını çeldin mi haber vermedin Yoksa takılıpda hasret bendine Gittin de geldim mi haber vermedin Dursun Ali Sağlam |