Yokluğuna Dirilmek
Sev dedin..
Çok sevdim Gönlümün kıyılarına vuran dalgalar şahitti, Her bir kum zerresi tanırdı seni, Yakamoz lar hayalinle ışıldardı orada.. İlk elini tuttuğumda, içimde uçuşan kelebekler hiç konmadılar bir daha.. Kıskandı seni kuğular .. Sevdalarından utandı kumrular... Taşıyamadı sevdamı hiç birşey.. Ben seni böyle severken... Gönlüm tepeden tırnağa hüzün şimdi.. Baktığım heryerde, baktığın aynalar.. Dinlediğim her şarkıda çınlayan sesin Birde... Birde gidipte gelmeyişin.. Gül kokunu bıraktın ardında giderken.. Zihnime çakılmışken gözlerin, dokun ve kokun.. Unut dedin.. Anlamadım.. Boğulmalı mıydım aşkın ateş deryasında Yanmalı mıydım tenin kadar sıcak sahralarda Düşmeli miydim gözlerinden uçurumların en dibine. Tekrar mı ölmeliydim, yokluğun zaten ölümken.. Öl dedin.. Öldüm... Söndü kalbimin tüm ışıkları Boş kaldı sabahçı kahvelerindeki bir sandalye Buğulanmıyor artık, adını yazmak için nefes verdiğim camlar.. Söyle, dinecek mi şimdi çektiğim acılar... Ölmek güzel şey belki... Ama ben ölümden değil; Sadece korkuyorum, yokluğuna dirilmekten .... |