Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan Hayat hikayesinin 92.bölümü
güzel bir rüyadan sonra gülümseyerek uyanmak kadar kalbe ferahlık bağışlayan kaç nimet bahşedilmiştir güzel rüyaların görüldüğü kaç gece nasip olur ömürde bir kula
karar zamanı kendi küllerinde çırpınmadan bir anka yakmadan kanatlarını kendi ateşinde doğuşlar hep bir hayal var oluş hep bir yokluk
söylemesek bağrımız söylesek dudaklarımız kanar artık şeytan içimizde ve öz ülke fitneye tutsak sınanma bizde sınanma sözlerimizde
sevgili’nin çağında bir sürgün idi fitne haklıyı haksızdan ayırana kadar şehrin duvarlarına hasretle baktı hep çatladı kale kapısı ordular istila etti şehirlerimizi dalga dalga, akın akın
kimlerden hücum üstüne hücum künde üstüne kündeler gördük düşler ve düşüşler tuttu sokak başlarını uykusuz türkülerin nakaratlarında ağıtlar oldu hasadımız kentler ecelsiz serüvenler yaşadı tarihin gözeneklerinde paramparça
ay ışığının ayarttığı saatlerde ilticalara durduk kaç kez de hani kurşun adımlarla çiğnendik hayatın orta yerinde gecikmiş düşlerimizi tazarruda bulunduk da gözlerimizde çığlıklar çoğaldı hani
sesine yaslandık gece şarkılarının hani gönlümüz kör düğümlere tutsak oldu bir nihanice nigahında can verirken milyonlarca ahımız hani iki gözü iki çeşmeydi vedasız yolcularımızı bir daha getirmedi nedense rüyalar geri
* hz. peygamber’in aynı adı taşıyan iki hanımından biri zeyneb bint cahş (r.anha) miladi 588 yılında mekke’de dünyaya geldi onun annesi hz. peygamber’in halası ümeyme bint abdülmuttalip’tir
zeyneb bint cahş (r.anha) hz. peygamber’in hanımları arasında islam muhalifleri tarafından en fazla dikkat çeken kişidir onun gerek ilk evliliği gerekse ikinci evliliği değişik şekillerde yorumlanmış daima gündemde kalmıştır
rasul-i ekrem (sav) azatlısı zeyd b. harise (ra)’yi medine’de hz. zeynep bint cahş (r.anha) ile evlendirmişti bundaki asıl amaç islam dininde müslümanların eşit olduğunu göstermek azat edilmiş bir kölenin hür ve asil bir kadınla evlenebileceğini ispat etmekti
Allah rasulü (sav) hür bırakılmış bir insanla hür insan arasındaki bütün ayrıcalıkları kaldırıp bu ikisi arasında mutlak eşit hakları temin etmeyi istediği gibi kölelik hatıralarını da zihinlerden silerek onu toplumun saygın bir ferdi haline getirmek istiyordu
hz. peygamber arap eşrafından birinin kızı olan zeyneb (r.anha)’i azatlı bir köleye eş olarak seçerek hem yabancılara hem de özellikle azat edilmiş kölelerin şahsiyetine karşı hakaret duygusunu ortadan kaldırmayı hem de özellikle evlilik sırasında görülen ailevi taassubu unutturmayı arzu ediyordu
bu sembolik ve anlamlı görev hz. peygamber’in azatlısı zeyd (ra)’e verildi zeyd (ra) o zamana kadar olduğu gibi babası olarak kabul ettiği peygamberin kararına itirazsız teslim oldu zeyneb (r.anha) planlanan izdivaca şiddetle itiraz etti arap toplumunda böyle bir hadisenin gerçekleşmesi mümkün olmamıştı
zeyd (ra) bir köle iken zeyneb (r.anha) kureyş’in en saygın ailelerinden birine mensuptu
‘Allah ile peygamberi bir iş hakkında hüküm verdikten sonra artık inanmış bir kadın ve erkeğe o işi kendilerine göre seçme hakkı yoktur kim Allah’a ve rasulü (sav)’ne karşı gelirse apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.’ ayeti zeyd-zeyneb evliliğini her iki taraf için de zorunlu hale getirdi
hz. peygamber’in gerçekleşmesini çok arzu ettiği bu evlilikten istenilen sonuç elde edilemedi bir yıl kadar süren bu evlilik hayatı her iki tarafa da mutluluk getirmedi
zeyneb (r.anha) dindar Allah’tan korkan bir kadın olmasına rağmen sülalesi, güzelliği ve asaleti ile iftihar ediyor azatlı bir köle olan kocasına iğneleyici sözler söyleyip tepeden bakıyordu
o, akrabasının evine bir köle olarak giren bir azatlının nikahı altında bulunmayı bir türlü hazmedemiyordu bu sebeple de her fırsatta kocasının kalbini kırıyordu
zeyd (ra), artık buna dayanamadı hz. peygamber’e müracaatla karısını boşamak istediğini bildirdi rasulullah (sav) bu durumdan çok müteessir oldu evlenmelerini bizzat kendisi istemişti çünkü
evlilik hayatı çekilmez hale gelen zeyd (ra) de rasulullah (sav)’a sık sık giderek gelerek boşanmaktan bahsetmeye başladı Allah rasulü (sav) ise her defasına evlatlığına sabır tavsiyesinde bulunuyor ondan eşinden boşanmamasını istiyordu ancak ailevi sıkıntı gittikçe büyüyordu
bunun üzerine ahzab suresinin 37. ayeti nazil oldu ‘hani sen Allah’ın kendisine nimet verdiği senin de iyilikte bulunduğun kimseye eşini nikahında tut ve Allah’tan sakın…diyordun
içinde, Allah’ın ortaya çıkaracağı bir şeyi gizliyor ve insanlardan çekiniyordun oysa kendisinden çekinmene Allah daha layıktı
zeyd eşinden yana isteğini yerine getirince onu seninle evlendirdik ki eşlerinden yana isteklerini yerine getirdiklerinde evlatlıklarının eşleriyle evlenmeleri konusunda mü’minlere bir zorluk olmasın Allah’ın emri mutlaka yerine getirilmiştir’
böylece ilahi emirle zeyd (r.a.) ile Zeyneb (r.anha) ayrılmış zeyneb (r.anha) Allah rasulü (sav) ile nikahlanmıştır
zeyneb (r.anha), zeyd (ra) ile maslahat temini için gerçekleştirmiş olduğu evlilikten bu şekilde kurtulmuş oldu zeyd (ra) de kendisini baştan beri istemeyen bir eşle çekilmez hale gelen evliliği sürdürme zahmetinden kurtuldu
hz. peygamber, zeyneb (r.anha)’i nikahına almakla müminlerin annelerinin arasına dahil ederek onun gönlünü almış oldu ilahi emirle gerçekleşen bu evlilik cahiliye döneminin kötü bir adetini daha ortadan kaldırmış oluyordu
böylece hz. peygamber hem zeyneb (r.anha)’in hem de akrabalarının ilk arzuları doğrultusunda onunla nikahlanmış oldu
Allah rasulü (sav)’nün zeyneb (r.anha)’le evlenmesi münafıklar tarafından dedikodu yapılmasına sebep oldu
onlar işi o kadar ileri götürdüler ki muhammed, oğul karısının babaya haram olduğunu bildirdiği halde kendisi oğlunun hanımını nikahladı demeye başladılar Allah Teala el-ahzab suresinin 40. ayetini indirdi
‘muhammed, erkeklerinizden birinin babası değildir fakat o, Allah’ın rasulü ve peygamberlerin sonuncusudur’
görüldüğü gibi istenilen neticeyi vermese de zeyd-zeyneb evliliği cahiliye döneminde geçerli olan toplumda etkisi devam eden evlatlıkların gerçek manada oğul kabul edilmeleri uygulamasının geçersiz olduğunu ispatta öncü bir rol üstlendi
bundan sonra babalar evlatlıklarının eşleriyle evlenebileceklerdi kur’an-ı kerim’in el-ahzab suresinin beşinci ayetinde şöyle denilmektedir
‘onları(evlatlıklarınızı) babalarının ismiyle çağırın bu, Allah katında daha doğrudur eğer babalarını bilmiyorsanız o halde (onlar) din kardeşleriniz ve dostlarınızdır...’
bunun üzerine hz. peygamber’in evlatlığı olan zeyd de zeyd b. harise diye çağrılmaya daha sonraki nesillerce de bu isimle anılmaya başlandı daha önce kendisine zeyd b. muhammed deniyordu
zeyd, hz. peygamber’in oğlu değil evlatlığı idi onun hanımı olan zeyneb (r.anha) de rasulullah (sav)’ın öz gelini değildi
evlatlık müessesesinin kur’an emri ile kaldırılmasından sonra bunun bir kalıntısı olan evlatlık hanımlarının evlat edinenler tarafından alınamayacağı anlayışının da kaldırılması gerekiyordu ki bu ayet yanlış uygulamayı geçersiz kılmıştır
zeyneb (r.anha) hz. peygamber’in yakın akrabası medine’ye hicret eden ilk müslümanlar arasındadır
rasul-i ekrem (sav)’in zeyneb (r.anha)’i zeyd’le (ra) evlendirmek için çok uğraştı evliliğin sürmesi için çok gayret sarf etti eğer hz. peygamber zeyneb (r.anha) ile daha önce evlenmek isteseydi buna kim engel olabilirdi
bu konuda kitaplar hatta piyesler yazmışlardır piyes yazanlardan biri de voltaire’dir voltaire, tarihi gerçeklerle taban tabana zıt olan bu piyesi yazarken papadan iltifat görmüştür.
daha önce aforoz edilmişken yazdığı bu tiyatro eseri üzerine papa tarafından oğlum voltaire diye başlayan bir mektup alarak papanın iltifatına nail olmuştur
hz. peygamber’le evlendiği zaman 35 yaşında bulunan zeyneb bint cahş (r.anha)’ın düğününde rasulullah (sav) büyük bir ziyafet vermişti
bu evlilik sebebiyle hz. zeyneb (r.anha) rasulullah (sav)’ın diğer kadınlarına karşı övünür sizi peygamberle aileleriniz evlendirdi halbuki beni yedi kat göklerin üstünden Yüce Allah evlendirdi …derdi
hz. zeyneb (r.anha) hz. peygamber’e diğer hanımlarının sana karşı nazlanamayacağı üç şeyle nazlanabilirim demiş bunlar, senin dedenle benim dedem aynı kişi abdülmuttalib olması, beni sana nikahlayanın Allah olması aradaki elçinin de cebrail aleyhisselam olmasıdır
bir gün hz. peygamber’in huzurunda ya rasulallah Allah’a yemin ederim ki ben senin diğer eşlerinden biri gibi değilim onları, babaları, kardeşleri veya aileleri evlendirdi benden başka Allah’ın gökte seninle evlendirdiği var mıdır diye sormuştur
hz. zeyneb (r.anha) vallahi ben, peygamberin diğer kadınları gibi değilim onlar mehir ile evlendiler onları akrabaları evlendirdi beni ise Allah, kendi elçisi ile evlendirdi Allah, kur’an benim hakkımda ayet indirdi müslümanlar onu okurlar ki bu ebediyyen değişmez…
ümmü seleme (r.anha) şöyle der peygamber onu severdi o, saliha, çokça namaz kılan oruç tutan ve sadaka veren bir kadındı
enes b. malik (ra)’ten şöyle bir rivayet aktarılır hz. peygamber mescide girdiğinde iki direk arasında bir ipin çekilmiş olduğunu gördü bu ip nedir diye sorunca oradakiler bu, zeyneb’in ipidir zeyneb namazda ayakta durmaktan yorulunca bu ipe tutunur dediler
bunun üzerine hz. peygamber hayır ibadette böyle güçlük olmaz bu ipi çözünüz sizden biriniz zinde ve kuvvetli oldukça namazı ayakta kılsın yorulunca da otursun… buyurdu
zeyneb’in peygamberimiz’le evlendikten sonra evli bir kadın olmanın avantajlarıyla idare etmek yerine, emeğiyle para kazanma konusunda ısrarlı olduğu görülüyor
zeyneb elişi yapar, onun bedelini yoksullara dağıtırdı yoksullara dağıtacağı paranın kendi el emeği alın teriyle kazanılmış olması konusunda gösterdiği itina yüksek ahlakının bir göstergesi olarak görünür
zeyneb’in vefatını duyduğunda aişe’nin de şöyle dediği bildiriliyor övgüye layık, ibadetine düşkün, yetim ve dulların sığınağı gitti
zeyneb, maharetli, eli işe yatkın bir kadındı kullanılacak hale getirdiği deriden eşyalar diker bununla elde ettiği geliri Allah yolunda sadaka olarak dağıtırdı
hz. ömer beytülmal’dan hisse olarak ona iki bin dirhem göndermiş zeyneb bu parayı aldığında hepsini sadaka olarak dağıtmıştı
onun eline geçen parayı sadaka olarak dağıttığını öğrenen ömer bin dirhem daha göndermiş, zeyneb bu bin dirhemi de dağıtmıştı
hicretin yirminci yılında vefat eden zeyneb bint cahş (r.anha) rasulullah (sav)’ın vefatından sonra ona kavuşan ilk hanımıydı
vefatında, dönemin halifesi olan hz. ömer (ra) cenaze namazını kıldırdı o daha sonra medine’de baki’ mezarlığına defnedildi vefat ettiği zaman 53 yaşındaydı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
gönlümüz kör düğümlere tutsak şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
gönlümüz kör düğümlere tutsak şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çok güzel... Yine akıcı ve arı-duru bir anlatı. Haz'la okuduğum usta ve Mahir kaleminiz,harika bir biçimde anlatıyor alemlerin sevgilisinin yaşamını. Selam ve saygımla,esenlik dilerim,sn.redfer.
“Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim” Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 "Bir hayalim vardı Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah. Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.
var ol dost...hak ve hakikatler içinde bilgi ve görgü adına anlamlar yüklü duygu yoğunluğu içinde çok nefis bir vefa sesiydi dost kutlar esenlikler dilerim...