HARITLI MEHMET VE TAKIROĞLU KADİR
Molla Hüseyin oğlu Mehmet,
Torul’un Harıt köyündendir. Takıroğlu Kadirle aynı emsaldir. Asker olurlar on sekizinde. Ve Veli oğlu Ali Kafkasya cephesinde, Düşmana tek kurşun bile atamadan Karakışa tutsak düşmüştür Allahuekber dağlarında. Başında sarığı, Üzerinde rahmetli babasından kalma, El dikimi deri ceketi, Hayatını kurtarmıştır kar altında… Sonra tutsaklık yılları başlamıştır Tarihin karanlığında… Zaman acımasız, Zaman kalleş düşman gibi… Hainler yine hain Her zamanki gibi… Ve Tarihin unutamadığı zaman… Takıroğlu Kadir, Önce doğu cephesinde savaşır. Düşmanı atarlar Ağrı Dağının ötesine. Sonra, Batı cephesine döner… Sakarya savaşı başlamıştır. Düşman Ankara yakınlarında… Şahadete nefesi kadar yakındır, Başkomutanın emrini bekleyen Korkusuz kahramanlar… Birkaç kişi, Savaştan kaçmak isterler, Molla Hüseyin oğlu Mehmet,” Biz kaçacağız da, buraları kime bırakacağız” der… Ve kaçmak isteyenler, Karargah çadırının arkasından delik açarak kaçarlar. Hain, Fırsat kollar her zaman… Düşmandan daha kalleş…. Takıroğlu Kadir, Göğsünden yaralanır, Kanı sular Haymana topraklarını. Molla Hüseyin oğlu Mehmet, O’nu cephe gerisine taşır. Bir süre sonra iyileşen Kadir, On birinci taburu araya araya bulur. İzmir’e kadar koşar düşmanın ardından. Denize döküldüğü günü görmenin sevincini yaşar. Ve Molla Hüseyin oğlu Mehmet, Haymana’da şehit düşer. Geride göremediği, Yirmi günlük oğlu Osman’ı bırakarak… Veli oğlu Ali Yedi yıl sonra vatanına döner. Artık Büyük zafer yakındır. Asker olur yeniden, Kemah’ta bitirir askerliğini. Ve harb-ı umumi, Ve İstiklal harbi, Ve Mustafa Kemal, Ve nice adsız kahramanlar… Ve hainler…! İşte tarihin not ettikleri… |