Vakitsiz hicran...
Raksediyor kendime bir ahım
Netice ölüm gibi kokan bir yumru Sonsuzlukta aklediyorum Sana sanrılarım var Denize bir gül yetiştiriyorum Mevsimi tam da göbeğin ortasında ölmüş Kendimi arıyorum Gönlü aşık olmuş bir viranede Gözlerime bakınıyor sözlerim Salıncak kurdum bir tabut gibi Aydan güneşe Savaş bir atlının gölgesini taşıdığına minnet Yâ hû Tağutlar sardı eşeleyen kıskıvrak sesleri Bir ölünün ahirete kavuşmadan seyretmek Ölümün rengi nedir bir bilsem Tuzak bir Tanrıya kurulmuş Yolu belirsiz Tümseği kırgın Çaresi bulunmayan Mevsimi çalı çırpı toplamaya Gönülgâhtır dizine vurgun İntihar etmiş bir virdin öyküsünde Sana ihanet etmek hicran verir kalbime Netice ölüm sonrası gözlerinde mirhem Tutsak bir ölüyü andıran Sebebi muştularda yatan yaralan bir his gibi Yaramaz kalmak sana Kimsesizliğinde yığılmak Ölümsüzlüğünde ölmek Baharım, Gönlüm kovulmuş derhahından sanki Sözlerim sana atfen Gözlere uyanık bir çığlık Aşkın mumuna cevaz mıdır... Sen, Terkedilmişlerin ülkesinde Bir musalla taşında oturmuş Tütünsüz kalmışsa adın vurdumduymaz kalırım sana Vedâ ederek huzurunda ağlamak İçun Umut bulamadım Söne söne bir alevin kaburgasında Ümid edemedim Kendime göre gele bir ruhtan Lezzet göremedim ki göğsümün sunasında bir alev Yasayamadım Öldüm ölesiye Aşk .. Tuzak üstünde aşk Hor görmeden ayrılayım .,.. Günün seçki kuruluna şükranlarımla... Gezgin imgeler .. |