0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
436
Okunma
Ya Rabbi !
Nedir bu sana mektup yazmamı gerektiren durumlar?
Kimsenin kimseye hayrı olmadığı yerde yine de ilk akla gelen sensin…
Sen ardarda sigara yakanlarında rabbisin
Serveti çirkin bi dilenci olanlarında.
Sen kendisini arayanlarında rabbisin
Kendisini özleyenlerinde.
Sen aynı anda masasına iki çay gelmeyenlerinde rabbisin
Yalnız geçen günlerine eyvah edenlerinde!
Sen yazıp yazıp silenlerinde rabbisin
Düşenlerin, kalkanların ve kalkmaya çalışanlarında.
Sen darağacına gülümseyerek gidenlerinde rabbisin
İçi hoşçakal ülkesi olanlarında.
En çok’da
Hiç bir yere ait olmayanların rabbisin…
Ve en çok kime uzaksan en çok onun rabbisin
Bi çok şeyin bambaşka olmasını isteyenlerinde rabbisin.
Yükü dünyaya yakın olanlarında.
Sen tek başına iki kişi olanlarında rabbisin
Çığlıkların yerini sessizliğe bırakanların da…
Sen yüzünden bişeylerin uçup gitmişlerinde rabbisin.
kirletilmişlerinde…
Sen hikayesinde mutlu son olmayıp çiçekleri kuruyanların’da rabbisin
Çaresizliğin cenazesini kaldıranlarında.
Sen annesinin öldüğünü teyzesinden bi tabak fazla patates istemeye utanınca anlayanın’da rabbisin.
Anla beni gidecek yerim yok diyeninde.
Sen herşeyi bilen cahillerinde rabbisin
Bu sonbahar için dökecek yaprağı olmayanlarında.
Sen bir başına bir yüksekliğin başında inemeyen yaşayamayan ve ölemeyenlerinde rabbisin
Kendine yalan söyleyenlerinde.
Sen bir daha konuşamayacağı insana bişeyler biriktirenlerinde rabbisin
Hece hece özleyip cümle cümle bitenlerinde.
Sen gözleri açık uyuyanlarında rabbisin
Aynı kitabı okuyup farklı yerlerin altını çizenlerinde.
Sen yürümeyi öğretenlerin ama yol göstermeyenlerin’de rabbisin
Bi yerden sonra çokta anlaşılır olmayanlarında.
Sen sessizliği teybe kaydetmek isteyenlerinde rabbisin
Mark Eliyahu - I shall wait’ı kendine mesken edinmişlerinde
Sen çığlık çığlığa özlem kusanlarında rabbisin
Islıkla bişeyler mırıldananlarında.
Sen ağlayarak doğanların ve yeteri kadar ağladıktan sonra ölenlerinde rabbisin
Zamanı durdurmak isteyenlerinde.
Sen kendi yönünü bulamayanlarında rabbisin
Sürüklenenlerinde.
Sen herşeyi bulup kendini bulamayanlarında rabbisin
Derisinden, dilinden ötürü öldürülenlerinde.
Sen içinde hiç renk kalmayanların’da rabbisin
Dünyaya olan biteni hayretle izlemeye gelenlerinde.
Sen söyleyeceği çok şey olanlarında rabbisin
Farklı cehennemlere gitmeyi istemeyenlerinde.
Sen kendisiyle konuşmaya korkanlarında rabbisin
Beyninde depremler olanlarında.
Sen hangi yaşta ölürse ölsün hep eksik bi cümlesi olanlarında rabbisin
Kalbinin bütün sırlarını açmak isteyenlerinde.
Sen aynı karanlığa gömülenlerinde rabbisin
Bir daha birbirine rastlamayanlarında.
Sen kaybettiklerine kadeh kaldıranlarında rabbisin
Birbirinden gidenlerinde.
Sen kazanılmış bi hikayesi olmayanlarında rabbisin
Ruhuna gelecek yazılmayanlarında.
Sen dini var diye ahlaka ihtiyacı olmadığını sananlarında rabbisin
İnsan olabilenlerinde.
Sen Musa’ya ‘ sen haklısın ‘ diyenlerinde rabbisin
Aç kalınca helvadan yaptığı putları yiyenlerinde
Sen baharı bekleyenlerinde rabbisin
Mevsimi değişenlerinde.
Sen papatyalara benzeyenlerinde rabbisin
Dalından ve kökünden bencilce koparılanlarında.
Sen adressiz, kırılgan mektuplar yazanlarında rabbisin.
Cehennemin dibindeyim dese yanına gidecek kadar çok sevdiklerimizinde.
Sen haklı ve haksızlarında rabbisin
Ezilmişlerinde.
Sen gece sancılar içinde yatağında kıvrananlarında rabbisin
Eskisi gibi asla iyi gelemeyeceklerinde.
Sen aynı yolları aynı hevesle yürüyemeyenlerinde rabbisin
Yarası kabuk tutmayanlarında.
Sen ‘ nede olsa kışın sonu bahardır’ diyenlerin de rabbisin
Hayat kısa kuşlar öldü diyenlerinde.
Sen insanlarla nasıl yaşanacağını bilmeyenlerinde rabbisin
Hep bilmiş gibi yapanlarında.
Sen şizofrenlerinde rabbisin
Alzaymır olup seni unutmayanlarında.
Sen keşke diye diye bi ömür geçirenlerinde rabbisin
Hiç bulamadığı yanına oturmak isteyenlerinde.
Sen bu gürültüde sesini duyuramayanlarında rabbisin
Bu kulaklara göre ağız olamayanlarında.
Sen Ahmet kaya’nın da rabbisin
Çatal fırlatanlarında
Sen ‘ beklemek cehennemdir’ diyeninde rabbisin
Olsun yine beklerim diyeninde.
Sen gökyüzünden yıldız toplamaya gidenlerinde rabbisin
kahrından ölenlerinde.
Sen gırtlağında harf büyütenlerinde rabbisin
İçinden baharının rengi alınanlarında
Sen gökkuşağını renklendirmek isteyenlerinde rabbisin
Derdini anlatamayanlarında
Sen gecenin rengine bürünenlerinde rabbisin
Güneşten önce uyanan mezopotamya annelerininde.
Sen güzel atlara binip giden güzel insanlarında rabbisin
İnsanın piçininde.
Sen garip duygular yaşayanlarında rabbisin
Nereye gittiğini bilmeyenlerinde.
Sen bir cehennemden bir cehenneme serüvenlenenlerinde rabbisin
Gözyaşına sığamayanlarında.
Sen yalnız bile olmayanların’da rabbisin
Unutulmuşlarında.
Sen hep yeniden başlamak isteyenlerinde rabbisin
Eksik bi türküye sarılanlarında.
Sen kefenin cebine fotoğraf koymak isteyeninde rabbisin
Gökkuşağına renk körü olanında.
Sen çektiklerine türküleri şahit tutanlarında rabbisin.
Her şarkıda ağlamaklı olanlarında.
Sen hayallerini dualara emanet edenlerinde rabbisin
Yaşamak isterken ölümü özleyenlerinde.
Sen tavsiye koleksiyoncularınında rabbisin
Güvenleri engebede olanların’da
Sen barut kokan bu zamanın’da rabbisin
Toprağa fındık ekmek için asfaltı kazanında
Sen sallana sallana yürüyenlerinde rabbisin
Yolun sonunda ne olduğunu bilmeyenlerin’de
Sen üşüdüğü yürekte hüznü köpürtenlerinde rabbisin.
Hatıraları ve hikayeleri kar toplayanların’da
Sen yabancı bi ülkede dildaşını arayanın’da rabbisin
Vücudunun sol tarafında mayın taşıyanında.
Sen kimliği ne mutlu insanım diyeninde rabbisin
Hissettiği herşeye cümle kuramayanında.
Sen yüreğinde sıkıntılı bir huzuru olanında rabbisin
Kaderine razı olanında.
Sen kışın çöken yıldızsız gecelerinde rabbisin.
Hissetmemeyi dileyeninde.
Sen kuzu postlu kurtlarında rabbisin
Kuşku içinde olanlarında
Sen çamura düşenlerinde rabbisin
Ellerini kirletenlerinde.
Sen hevesi kursağında kalmışlarında rabbisin
Boğazı düğümlenenlerinde
Sen hayırlısı buymuş diyenlerin’de rabbisin
Kanepede uyuyup üzerinde battaniye olmayan yalnızlarında
Sen nefes almak için bir fotoğrafa bakanlarında rabbisin
Tutunamayanlarında
Sen kendini boğmaya çalışan bir balığında rabbisin
Yaşayan cesetlerinde.
Sen geldiği gibi gideceklerinde rabbisin
Ve rabbim...
Tefekkürlerim kodesten taştı.
Fışkırdı gözlerimden zamansız bi sorgu.
İyilerimizde sana benziyor, kötülerimizde.
Eğer varsan , peygamber bile anlayamadı seni.
Seni sevsem’de işte bu kadarım , sevmesemde.
Ne daha fazla. Ne daha az.
Senin bu labirentini çözmeye çalışıyorum
Duvara çarpıyorum
Çoğu şey algoritmalara göre hareket etmiyor.
Hala saklıyor olabileceklerinden kaçamıyorum kıyıya?
Oturmuyor taşlar.
Neden her zaman her şeyi daha fazla düşünmek zorundayım ki?
Yaşamım, uzun ve sıkıcı bir taşra şarkısı gibi
Neredeyim ben?
İnsanlar buna bir çok şey der
Bir vizyon arayışı
Ruhun karanlık zamanı , sendeleyen hayalar
Ben boşluk demeyi tercih ediyorum.
Herşeyin bir anlamı olması gerekmiyor nede olsa.
Sevdiğim her şeyi mahvettin.
Kendim dahil.
Ve tabiki seni de.
Düşünmekten kaçtığım , korktuğum herşey düşündürtüyor.
Kalemlerin bile yazmak istemediği şeyler bunlar belki de. Benim beynim kustu tüm bunları. Benimle aynı olan bu keşmekeş dünyada.
Derin bir boşlukta ve cevapsız girdaptayım.
Gönderdiğin kitaplara dil olsam dahi anlatamam derdimi.
Ha bu arada tanrım?
İnsanlık yazıyı icat etmeseydi
Sen nasıl kitap gönderecektin?
Bigün karşı karşıya geldiğimizde bana hak vereceğin inancıyla yaşıyorum.
Ne yani Tanrım?
Bu korkunç dünyadan sonra bide cehennem mi var?
Ya rabbi!
Ya rabbi!
Ya rabbi!
Bu sefer sen işit beni.
Sana kendimi şikayet ediyorum. Ne olur toparla beni.
5.0
100% (1)