Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen. Hayat hikayesinin şiirsel serisi 34.bölüm
azlar az kalmazlar tohumlar azın kabuğunu kırar bilir adı mustafa (sav) olan çekirdeklerin birazı ağaç olur görür ahmed (sav) diye yad edileni dallar aylar boyu ölü kalsa da dirilişleri bir ömür vaat eder
görür insan filizlenen tohumlar azdır amma çoğalmaya durur emindir insan kırılgandır fidanlar, dal budak ağaç olacaklardır güneşin elinden tutacak semaya doğu yol bulacaklardır
şahittir insan yeri göğe taşırır azlar göğü yere indirir nadir yıldızlar gönle sonsuz baharlar serer nazenin tomurcuklardan büyür insan kuru dal uçlarında birikir zaman, ince budaklardan yağar hayat hep insanı söyler
* bir gün peygamber efendimize dua et Rabbine bizim için altına çevirirse eğer safa tepesini biz o zaman tasdik ederiz seni sana iman ederiz
böyle bir isteği yerine getirmek elbette insan güç ve kuvvetinin üstünde bir işti Allah’ın kuvvet ve kudreti yanında basit bir hadiseydi müşrikler, bir insanın yapamayacağı şeyleri peygamber efendimize teklif etmekle teselli etmeye çalışıyorlardı adeta kendilerini
resul-i ekrem efendimiz yerine gelirse teklifiniz bu dediğinizi gerçekten yapar mısınız evet, yaparız dediler hep birden
resul-i ekrem efendimiz ellerini açarak yalvarmaya başladı kudreti sonsuz Rabb-i Rahime sultan-ı levlakın niyazı cevapsız kalamazdı elbette anında cebrail (a.s.) gelerek seni selamlıyor Allah Teala ve istersen onlara safa tepesini altın yapayım ancak bundan sonra onlardan kim inkara kalkışırsa büyük bir azapla cezalandırırım onları istersen onlara tövbe ve rahmet kapılarını açık bırakayım
alemlere rahmet olan peygamberimiz (s.a.v.) iki teklif arasında serbest bırakılmıştı Cenab-ı Hak, yapacaktı efendimizin her istediğini buna rağmen o kendisini böylesine rahatsız edip sıkıntıya sokan kavmine acıdı Rabbinden dileği şu oldu Allah’ım …hayır onların isteklerini yerine getirme rahmet ve tövbe kapılarını açık bırak kendilerine
peygamber efendimiz alemlere rahmet olarak gönderilmişti kalbi merhamet ve şefkatin menbaı idi kendisine zulmedenlere eziyet ve hakarette bulunanlara bile yeri geldikçe acıyor onları affediyordu
hiç bir zaman şahsı için intikam alma yoluna gitmiyordu zulmedenlere dahi iman saadeti islam hidayeti diliyordu o, bu engin şefkat ve merhamet o ,bu derin af ve müsamaha ile gönülleri fethetmiş kalp ve ruhları nuru etrafında pervane gibi döndürmüştü
müşrikler yeni yeni teklifler bulup ileri sürüyorlardı ileri gelenleri bazıları bir gün resul-i ekreme sana yeni bir teklifimiz var hem senin için hem bizim için hayırlı olan bir teklif resul-i ekrem efendimiz nedir, o hayırlı teklifiniz kureyş ileri gelenleri sen bizim tanrılarımız lat ve uzza’ya bir yıl tap biz de senin ilahına bir yıl tapalım
bu,kureyş müşriklerinin bir oyunu, bir tuzağı idi akıllarınca resul-i ekremi böyle bir teklifle kandırmayı düşünüyorlardı kainatın efendisi elbette hayatının gayesi şirk ve küfürle mücadeleydi tuzağa düşmeyecekti Cenab-ı Hak, bu hadisenin hemen sonrasında kafirun süresini indirdi
de ki: ey kafirler sizin taptıklarınıza ben ibadet edecek değilim benim ibadet ettiğime de siz ibadet edecek değilsiniz ben zaten sizin taptıklarınıza tapmam siz de benim ibadet ettiğime ibadet etmezsiniz. sizin dininiz size benim dinim bana
peygamberimiz (s.a.v.) inen kafirun suresini kendilerine okuyunca müşrikler anladılar bu tekliflerinin de neticesiz kaldığını büsbütün ümitlerini yitirdiler
hazret-i resulullahın davası karşısında çaresizlikler içinde kıvranan mekke müşriklerinin aklına yeni bir fikir geldi peygamberimiz (s.a.v.) hakkında yahudi alimlerinden bir şeyler öğrenmek için medine’ye giden temsilciler yahudi alimleriyle görüşerek resul-i ekrem efendimizin söylediklerinden yaptıklarından bahsettiler.
sonra da, siz elinde tevrat bulunan bir milletsiniz muhammed hakkında bize bilgi veresiniz diye size başvurduk
yahudi alimleri … muhammede şu soruları sorun bakalım geçmişteki o genç delikanlıların hayret edilecek maceraları ne idi yeryüzünün doğusuna, batısına kadar ulaşan dönüp dolaşan zatın kıssası ne idi ruhun mahiyeti nedir
eğer bu sualleri cevaplandırırsa bilin ki, o Allah’ın peygamberidir siz de ona tabi olun yok eğer cevaplandıramazsa o adam yalancı bir kimsedir
temsilciler, mekke’ye dönerek durumu müşriklere anlattılar müşrikler, ümit ve sevinç içinde peygamber efendimize gelerek bu soruları sordular
kainatın efendisi mühlet istedi sorularıı cevaplandırmak için size yarın bildireyim bunu derken, o sırada inşallah …demeyi Allah dilerse söylemeyi unuttu
bu sebeple, bir görüşe göre üç gün başka bir görüşe göre on beş gün hiçbir vahiy gelmedi bu konuda resıl-i ekrem efendimiz (a.s.m.) sıkıntıdan yerinde duramaz hale gelmişti
hele müşriklerin muhammed bizden bir gün mühlet istedi bunca zaman geçti bize hala bir şey bildirmiş değil dedikodularına başlamışlardı bu söylentiler sıkıntıları daha da arttırdı
öyle ki, efendimiz kimseyle konuşamaz hale gelmişti sıkıntı fazla sürmedi sonunda vahiy indi müşriklerin sorularına şöyle cevap verdi alemlerin Rabbi
yoksa (ey resulüm) uzun zaman mağarada uykuda kalan kehf ve rakım ashabı bizim mucizelerimizden şaşılacak bir şey oldular mı sandın hatırla ki o vakit o genç yiğitler mağaraya sığındılar da şöyle dediler ey Rabbimiz bize, tarafından bir rahmet ihsan buyur ve işimizde bize bir muvaffakiyet hazırla…
ayet-i kerimlerde müşriklerin birinci soruları cevaplandırılıyordu adı geçen gençlerin ashab-ı kehf olduğu bildiriliyordu mağara arkadaşlarının maceraları anlatılıyordu
müşriklerin ikinci sorularına ise şu ayetler cevap veriyordu …sana zülkarneyn’den soruyorlar deki: size ondan bir hatıra okuyacağım
devam eden ayetlerde Cenab-ı Hakk’ın zülkarneyn’i iktidar sahibi yaptığı ona bol vasıta ihsan ettiği bunlarla batıya doğru yol aldığı yolculuğu esnasında bir kavimle karşılaştığı onları iyi işleri yapmaya davet ettiği belirtiliyor…
sonrada doğuya doğru yol tuttuğu burada da bir kavimle karşılaştığı onları da hayırlı işlerde bulunmaya çağırdığı beyan ediliyordu
müşriklerin üçüncü suallerine şu ayet-i kerime ile cevap veriyordu Cenab-u Hak …sana ruhtan soruyorlar deki: ruh, Rabbimin emrindendir bilgi olarak da size pek az şey verilmiştir…
müşrikler, sordukları sorularına mükemmel cevap almışlardı buna rağmen peygamber efendimizin davasını doğrulayıp ona uymaktan uzak durdular şirkin ifradı içinde hayatlarına devam ettiler
ancak, onların hak ve hakikatten yüz çevirmeleri kendilerini felakete sürüklemekten başka bir şeye yaramıyordu onlar direndikçe kur’an davası daha bir haşmet ve azametle gönüller üzerinde dalgalanıyordu
Cenab-ı Hak, peygamber efendimizi şöyle ikaz ediyordu
…hiçbir şey hakkında yarın bunu muhakkak yapacağım deme ancak inşallah… deyip Allah’ın dilemesi şartına bağlarsan müstesna unuttuğun zaman da yine Rabbini an ve umulur ki Rabbim beni bundan daha hayırlı ve doğru bir yola eriştirir…de
alemlerin efendisi bu ikazdan sonra yapacağı bir şey hakkında inşaallah demeyi bir prensip edindi her zaman hayatında
* az oluşuna aldırmadı Allah’ı bir bilmenin bin canlık ömür sakladığına sessizce inandı çoklarının çokluk hesabını boşa çıkardı Bir’in hesabında olunca çoğaltma telaşıyla koşturanlara sadece gülmekle mukabele etti çok olmakla ezmeyi umanları tebessümle seyretmekle yetindi
refah içinde yüzdükleri halde kendilerine verileni inkar eden çoğunluğu Bana bırak…buyurdu Rab nankörlüğün soğuk duvarlarını yıka yaka yürüdü Allah’ın elçisi. sesini ve sözünü, niyetini ve gayretini çağının tutsaklığından kurtardı geleceğin kalbine can diye taştı vaktin sedefine inci diye koydu kalbini ebede doğru akmaya başladı insanlığın gündemi
şimdi yağmur biriktiriyor avuçlarımızda güneş topluyor geleceğimiz için kaldırıyor mahcup yüzümüzü yerden göklü sözün libasıyla sarıyor yaralarımızı Rabb-i Rahim’in rahmet göğüne açıyor kesik nefeslerimizi
dünyanın parmaklıklarından kurtarıyor kırık kanatlarımızı duanın ufkuna taşıyor utangaç itiraflarımızı bir şafağın serin meltemine akıtıyor umutlarımızı
hasreti, vuslat kadar güzel biliyor insan yaralarından Yaradan’a yol buluyor azalmamızı istemiyor Allah’ın elçisi az almamıza razı olmuyor şu dünyada cennetimizin kapısını aralıyor göklü sözlerle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
dirilişler bir ömür vaat eder şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
dirilişler bir ömür vaat eder şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
…hiçbir şey hakkında yarın bunu muhakkak yapacağım deme ancak inşallah… deyip Allah’ın dilemesi şartına bağlarsan müstesna unuttuğun zaman da yine Rabbini an ve umulur ki Rabbim beni bundan daha hayırlı ve doğru bir yola eriştirir…de
alemlerin efendisi bu ikazdan sonra yapacağı bir şey hakkında inşaallah demeyi bir prensip edindi her zaman hayatında
Sayenizde sürekli kullandığımız sözlerin sebeplerini de öğrenmiş oluyoruz hocam. Yine güzel şeyler öğrenerek sayfanızdan ayrılıyorum ve ihlaslı yürek sesinizi gönülden kutluyorum... Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏 "Bir hayalim vardı Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah. Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun. Sonsuz selam ve dua ile. Allah'a emanet olun.
Saygı ve selamlar.