ALİ'M
Pus mu tutmuş Halilbeyli dağları,
Görünmüyor bir karanlık yol Ali’m. On Ekim de gazel dökmüş bağları, Vakitsiz kırılmış sanki dal Ali’m, Kurşun yemiş atmıyor hiç sol Ali’m. Üç kurşuna teslim ettin canını, Hangi zalim döktü ise kanını, Yaşasınlar tekrar tekrar aynını, Mahşere dek söylecek dil Ali’m, Sorulacak elbet hesap bil Ali’m. Kimdi acep gizli gizli kin tutan, Hâk emrini İblis olup unutan, Üç kurşunla seni vurup uyutan, Cehennemde yanacak bir kul Ali’m. Sırattan geçerken onu bul Ali’m. Ay doğmamış gece katran karası, Akşam olmuş tam da yatsı sırası, Ali’min kalbinde kurşun yarası, Hiç varmıyor of demeye dil Ali’m, Vuran kimdi bir işaret sal Ali’m. Yıl ikibin onbeş Ekim’in on’u, Gece vakti kim bekledi yolunu, Bize karşı kim yaptı bu oyunu Bilemedik bu nasıl bir kul Ali’m. Tutunacak kalmadı hiç dal Ali’m. İflah olmasınlar seni vuranlar, Gün yüzü görmesin tuzak kuranlar, Toplanmışlar baş ucuna duyanlar, Arkamızdan güler oldu el Ali’m. Vicdansızlar bu alemde bol Ali’m. Sana kıyan inim inim inlesin, Dertlere tutulsun kimse bilmesin, Acı çeksin her gün ama ölmesin, O meczubu bir gün söyler yel Ali’m, Kırıldı kollarım tutmaz bel Ali’m. Figan ettim neden duyulmaz sesim, Seninle birlikte durdu nefesim, Senden bana kalan tek kare resim, Necdet’in gözünde yaşlar sel Ali’m, Gel rüyama gözyaşımı sil Ali’m. Necdet Akcakaya 10.10.2022 Ruhun şad mekanın cennet olsun Ali’m. |