//
.
.
.

gün,
güneş
değil de
neonsu ışık
hüzmelerinde
nem ve ter kusan
penceresiz, perdesiz o
bunaltıcı yaz akşamlarının
ıslak, bukalemunsu heveslerine
uzun, solgun, yorgun gecelerine inat
özünde pastel sevişlerin dudaksı huzuru
romantizmin doruğundaki ılık nefestir eylül

/gitme eylül sakın ola ki sakın bitme eylül/
                                                                          

mavi
hoyrat
dalgaların
köpük köpük
savrulduğu martı
kanat ve çığlıklarının
asi rüzgarlarla seviştiği
anason kokularının tam da
balık kokularına karıştığı isli yaz
akşamlarına inat dingin gecelerin
buğusunda nasıl desem içildikçe içilesi kekremsi kızıllıkta bir şaraptır, şarap eylül

/gitme eylül sakın ola ki sakın bitme eylül/


için,
içine
estikçe
soyunan
fırtınalardan
yorulmuş şehrin
pornografisine inat
sararmış caddelerindeki
en masum erotizmdir eylül
duruluğuna demir atmış aşkların
sığınılası tek limanıdır, vatanıdır eylül
eylül ki bir roman değil d/kunası bir şiirdir

gitme eylül sakın ola ki sakın bitme eylül/

.
.
.
//


ilhanaşıcıekimikibinyirmiiki