Canfersa
Sen gömülürken diz boyu huzursuzluğun içine,
Ben de kendimi derin gör/geçlerin suyuna bırakırım.. Nefes almanın adabı kalmaz. Gönlümün çah-ı bûn’den sesler yükselirse eğer.. Ki biliyorum; o kuyu senden kalan gadab’ı hatırlatacak hep bana. Öyle ki sen beyazım; ömrümün s/alınışı.. Ve üzerime yakıştırdığım ihtişamlı elbisem; Bu nezaket libası hangi vakit giyilir söylesene. Dar gelir mi ruhuma.. Per’ime erişir mi? Virdine çırpınan ulemanın kanadından aşağı serpilir mi o üzerime bilginin tozu..? Yalın ayak seslerin düşüncesinde ve avam bir aklın peşindeyken; Biliyorum! Bundan sonra hep bambaşka bilgelerin üzerine sinecek o toz zerreleri İşte şimdi.. Bir başka görünüyorsun utangaç göz perdelerimin ardında. Bir baksam gözlerim kanayacak. Bakarsam eğer; Utancım yerin dibini merba edinecek sanki. Şimdi sadece oturup bir köşeme; "İki elim, bir yüzüm" diyorum. Ve giyinmişken o ihtişamlı elbiseyi, Ruhumun gözlerini ebede kapıyorum. |
Saygı ve selamlarımla