Tasavvuf şiirleri 2022
GEL
Gel gönlünü toprak eyle Değenler huzurla dolsun Sözünü semaya daldır Dinleyenler hayat bulsun Aşkıyla vur bam teline Gezsin hasret ilden ile Her yıldız bir değirmense Bunda öğüt buğdayını Aşkı aldı bizden bizi Hem savurdu közümüzü Bilmeyen ne bilsin özü Hep kabuktur sermayesi Kır testini yürü hiçe Hiçlik heplik denizinde Bir ırmaktır sal sen seni Kalmasın sen bu bizlikte Aşktır hep aşk ayineler İçler ateş dışlar ışık Cezbeyle kördüğüm ipler Çilesiz ev kırık dökük Hey gidi hey Fuadoğlu Kıldan ince yolun sonu Aceb nolur ahvalımız Ahir zamandır çağımız Gel gönlünü toprak eyle Nefret eken sevgi bulsun Nefes eyle derya eyle Hasta canlar şifa dolsun Bilal Yavuz ANLAYACAKSIN Derinlemesine yaşayacaksın ömrüne armağan şu hayatı. Çıtır çıtır yumurcak sesleriyle, serçe cıvıltısıyla... İnançla, imanla yeşerteceksin içindeki vicdan çiçeğini. Bahçeler soldurmayacak, güneşler açacaksın... Pırıl pırıl yarınlar yoğuracaksın masum körpelere. Sevdamızı yeniden, yeniden, yeniden doğuracaksın... Gelişine yaşamayacaksın hiçbir sevgiyi! Ekmeğinle, emeğinle, usulca büyüteceksin... Aldın mı bütün kalbinle, verdin mi incitmeden, yıpratmadan, sahiden. Yüreğini bağrına vura vura yaşayacaksın, saf umutla... Hayaller yiğitliğin şanındandır kuğu gülüşlüm. Kimseden utanmadan, inatla usanmadan, hayaller, hayaller, hayaller kurucaksın. Dökeceksin kağıtlara ve kağıttan gemilerce bırakacaksın yaşam ırmağına. Gecenin dertli mumları arasında, dertlerin güzelliğini şakıyacaksın. Eşyaya, maddeye, çalıma köle olmayacaksın asla. Köle olacaksan gökyüzüne köle olacaksın mesela, koşulsuz özgürlüğe, hür güzelliğe. Deniz fenerleri olacak vefalı arkadaşın, ıssız uzakların yakın sıcaklığını duyacaksın rüzgarın şarkısında. İlla kelepçe vuracaksan göğsüne, uçsuz bucaksız ufukları vuracaksın. Koşacaksan yalın ayak, şahına kadar gerçek bir hevesle uçaksın. Ulaşamasan da, denedim diyeceksin gönlünü gererek... Sahiden denedim! Ve doğrulara, dürüstlere, gerçeklere... Yenilgilerin bile zafer olduğunu o zaman anlayacaksın. Meğer arayışmış aranılan, anlamakmış anlatılan... Anladıkça ağlamayacak, ağladıkça anlayacaksın. Bilal Yavuz |