KAFİYE UYSUN YETERDallarda ötüşen filleri gördüm, Yeter ki kafiye uysun şiire. Arı gibi sokan dilleri gördüm, Yeter ki kafiye uysun şiire. Umursamaz lügatlerde gezmeyi, İhmal etmez tenkitlere kızmayı, Saksağan beline vurur kazmayı, Yeter ki kafiye uysun şiire. Kendince yazdığı muhteşem şiir, Sanki kaleminden damlıyor sihir, Hayran olur ona kasaba şehir, Yeter ki kafiye uysun şiire. Hoşlanır kuzular ottan yoncadan, Böyle özgün mısra yoktu önceden, Ben anlamam çiçeklerden goncadan, Yeter ki kafiye uysun şiire. Kimisi severken “malımsın” diyor, Kimisi hasretten “çölümsün” diyor, Kaktüslere bile “gülümsün” diyor, Yeter ki kafiye uysun şiire. Gür sakallı hem de köseyim biraz, Boyum iki metre kısayım biraz, Biraz konuşayım, susayım biraz, Yeter ki kafiye uysun şiire. Nazım, nesir hepsi sorulur bizden, Kindarlık derinden, sahtelik yüzden, Farkı yok mısranın çaputtan bezden, Yeter ki kafiye uysun şiire. Kimi hece yazar hem de uyaklı, Redifler muazzam çifte ayaklı, Kimsenin kimseye uymuyor aklı, Yeter ki kafiye uysun şiire. Gazi Hüseyin KILBAŞ |