Vuslata ErdimKaşların amazon ormanlarına karışmış Akıyor gözlerinden Fırat nehri Öylesi bakirsin ki çekerim taze nefesin Çölde yaşayan Mecnun gibi dolaşırım deli deli Şehrin karanlık sokaklarında. Hayalin kambur olmuş taşırım seve seve Dilimde yalnız senin zikrin tükenmezsin öve öve Ferhat olurum dağları delerim Kınalı kuzu olurum aşkını elerim Fatih olurum İstanbul düşüne dalarım Güller açar Isparta ovalarında Kokarsın misk gibi… İzmir’de denize Yunan’ı döker gibi Sökerim ne kadar şer varsa dudaklarından Sarılırım şehitlere hele Hamza’ya Ali’ye Ulubatlı Hasan gibi sancak elimde En zirvede İstanbul’a bakar gibi gözlerinde doğarım. Ben Orta Asya’dan beri aşkla yaşadım Aşkın su Nerdesin dedikçe sanki dalgalanır Yusuf’un kuyusu duru Omzumda yâri hissedince huzur verir aşk uykusu! Elimde tokmak İnsanı doyuran bakır kazanı süsleyip taşladım İbrahim ateşinde pişip gökten yağan hazır yemeği yemeye başladım Dilimde masalsı bozkır türküsü Çadırlarda esen aşk yelleri Yıkandıkça dökülür aşkın izleri… Gamzelerine gizlenir aşk buselerim Ne kadar nazar varsa kovarım okudukça surelerim Nereye baksam aynı dünyasın bana ömrümü dolduran Sanki her yerdesin Vuslat’a ermiş ilk günkü gibi benimle gerdektesin… Saffet Kuramaz |
Yürek sesinizi gönülden kutluyorum...
Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...