VEDAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Udi Kaya hocam , önce saygılarımı sunuyorum. Hatırlarsanız yemekteyken söz şiire gelince siz bir şiirinizin ilk mısrasını iki defa okudunuz. Ama araya ud çalma vs gibi değişik konular girince şiirli sohbetimiz hep yarım kaldı .Mısralarınız çok hoşuma gittiği için daha sonra haddime düşmeyerek içimden geldiğince tamamlamak istedim.Umarım beğenirsiniz.Saygılarımla Çoruh’un Kızı Ümran
VEDA
Bu nasıl ayrılış, Bu nasıl veda, Başımda eserken Bu deli sevda ….. Selamsız sabahsız gittin. Hani başımda dolanan Beyaz buluttun, Hani tatlı tatlı içimde esen, Meltem rüzğarımdın. Hani hem kış,hem baharda, Renk renk açan çiçektin. Bunları nasıl unutup gittin. Bu nasıl ayrılış Bu nasıl veda, Bir buse,bir karanfil Bir hatıra (mendil) vermeden gittin. Sensiz gönül koylarında, Rüzğarsız yelkensiz , sandal gibi Deli sevdamla baş başa bırakıp Bensiz nasıl gittin. Fırtına mı oldun ! Dal dal kırdın, Vakitsiz neden yağdın, Dolu gibi vurdun, Erken gazel döküp Yaprak yaprak soldun . Şen bahar gönlümü çöl, Köşk saray gönlümü Virane edip de gittin. İçimde büyürken Dağ gibi yalnızlık, Dağ başında yapayalnız,bırakıp, Hayatımı alıp da gittin… 7 Eylül 2011 Küçükkuyu |