UYKUNUN UYKUSUZLUĞUNU GÖĞE GİYDİRDİMvakit bir hayli geç, göğü izliyorum, tek tük araçları, taşıdıkları yükleri, gece lambalarına düşen kuş gölgeleri gözlemliyorum, bir ev, bir ev halkı, ardında bıraktıkları, insan bu vakit nereye gider, kaplumbağalar gibi sırtında taşımıyorsa evini, kim bilir belki de evine gidiyordur, belkide işine dedim dedim durdum, sesime yabancı bir dünyada , dilimi içimde, içimin içinde dinliyorum, göğün altında belkide içinde, kuyular gibi derin, belkide erim erim erime, yeni yeniden bir doğum, gün işte kızıldan turunca, turunçtan sarıya, giyer portakal gibi soyar, bir günü daha koynundan çıkarır, anneler uyanır, çayı ocağa, yumurtayı çırpar sahana, çökeleği bahar bahçe, sıcak ekmek ve gazete, işte bir kahvaltı daha, neyi bekliyordum ki, ömürde bir sayfa daha çevirmeyi mi? cevapsız sorular sorulara, belkide sadece uykunun uykusunu, nefeslendiriyorum, nefese nefes katarken, annemin kolu değdi ve rüya son buldu, uykunun uykusunu göğe giydirdim, koltuktan kalkarken, kuşlar kuşlara uçuşuyor, hayat devam ediyor der gibi… Sibel Karagöz #sibelkaragözşiirleri #sibel_karagoz |