'' Boyabat ...Bir bütündür her tarafı yeşille Uzanmış arş’a heybetli kale Yuva olmuş bir çok medeniyete Unutamam seni doğduğum şehir ’boyabat’ Yükselir dört bir yanında minareleri Surlarda yankılanır ’ ezân ’ sesleri Asırlar öncesine dayanır mazisi Unutamam seni doğduğum şehir ’boyabat’ Yetişir ovasında o meşhur pirinci Kitabında yazmıştır Evliyâ Çelebi Boyabat’ın çok güzeldir her yeri Unutamam seni doğduğum şehir ’boyabat’ Bağrında akar boyabat çayı, gökırmağı Verimlidir boyabat ovasının toprağı Kucağında yaşar güler yüzlü insanı Unutamam seni doğduğum şehir ’boyabat’... 05 / 01 / 1997 - Pazar |
Boyabat’ım
Tarihe; Tarih katanım,
Şehitler yurdu, can vatanım,
Bayrağa, renk katan kanım;
Tarih kokar, Boyabatım..
Nefes yetmez, seni anlatmaya,
Kalemler yetmez, seni yazmaya,
Sen tarihsin, tarihleri hatırlamaya;
Tarihin şanla dolu, Boyabatım..
Devletine, isyan etmeyen! ..
Çektiği yoksulluğu, belli etmeyen,
Yeri, göğü, suyu kirletmeyen,
Tarihinde şan, şerefsin; Boyabatım..
Demiş şair ‘‘Pervanede bal var‘,‘
Hemde şeref, haysiyet, onur var,
Tatlı dil, güler yüz, can var,
Evrende tekdir, güzel, Boyabatım..
Tarihine destan, yazsan bitmez,
İnsanı candan; kovsanda gitmez,
Vursanda, hainliği bilmez,
Şeytana uzak, Allaha yakın, Boyabatım..
Gökyüzüne uzanan yüce kalesi var,
Pehlivanı, evliyası, şehitleri var,
Alimi, arşivi, tarihi var, şairi var,
Bayrakta kanı, canı var Boyabat’ım.
Dağlarında kışın kar yağışı izledim
Arım ovasında pirincini gizledim,
Döme dağı, Erkeç yaylasını özledim,
Yemyeşil çamla dolu Boyabat’ım.
Tak tak helvası ile lokma tatlısı,
Ilıca kavunu ve kabağın ballısı,
Köylünün balı ile yayla havası,
Hoş güzeldir, benim Boyabat’ım.
......................yaşar türkmen.
12/01/2007..............