tek kanadı kırık yaralı bir kuş misali arşın gölgesi altında alnımızı ve göğsümüzü sıvazlayan en fırtınalı en sıcak dönemi kırılganlığı yaşıyoruz
bir yıldırım yalımında şavka gelmiş anlık bir silüete vurulduk düştük kara arzularımızın ardına geceye döndü nurlar dünyaya kan sızdı yaralandık... bilemedik, biz miydik gece miydi ...karanlık
günahsız uykularımızın hırsızları yorumladı rüyalarımızı dünyanın donmuş kalıplarında yeni bir hayatı formatlamak düştü bahtımıza beşeriyet sırtlan payını kapışıyor zorbalıkların, kinlerin, önyargıların maverasında bir hayat şimdi sürüklendiğimiz
bir çocuk, yalınayak, lokmaya muhtaç ancak o vakit söndürür cılız ellerinde konvansiyonel füzeleri ancak o durur önünde kurşunların yaramaz umutlarının yelpazesinde cılız parmaklarla değişmiş sayılır pençeleri savaşlarla harap olmuş dnyanın acı tablolarını çizer pare pare
içimizdeki haşarı duyguları terbiye eden bir yöneliş dışımızdaki kötülüklere karşı bir dayanışma oysa kuraldı bir Allah, bir dahi çoban yıldızı da olsa şahidimiz sapmamaktı doğru yoldan ve geçit vermemekti asla zulme
kalın duvarlı dayatmaları keskin köşeli zorbalıkları aşabilmek adına mermeri su ile eritmek pası çiçek tozuyla silmek öylece yaşamak olmalıydı hayalimiz ta ki kalbimizin en şah vuruşuyla darmadağın olsun saflar tutkularımız devirsin kaleler ardındaki şahları
yalın bir piyade olan heveslerimiz uçsuz bucaksız mavilikte kum tanelerinin birleştiği kıyılarda yeşilin bin bir tonunun ufka karıştığı ovalarda gecesi başka gündüzü başka güzel gök kubbede her dem nice güzellikler doğuran topraklarımız olmalıydı
* doğa, Yaradan’ın lütfu ve inayetiyle bütün imkanlarını insanlığın hizmetine cömertçe sunarken maalesef büyük bir yıkıma tabi tuttuk gezegenimizi kendi ellerimizle
kimyasal atıklar bilinçsiz sanayileşme endüstriyel gıda üretiminin pençesi altında zor günler yaşamaya başladık
artan dünya nüfusu çevreyle ilgili endişeler çizilen felaket tabloları birer senaryo olmaktan çıktı kapımıza kadar dayandı artık
su, toprak ve hava tarihte hiç olmadığı kadar tehlike altında tarihin hiçbir devrinde insanlık bugün olduğu gibi bir çevre kriziyle karşı karşıya gelmemişti
teknolojik gelişmeler ekolojik düzeni yaraladı ,bozdu tabiatın kendi doğal akışının sekteye uğrattı rüzgarın esmemesi nasıl bir felaketse durmadan esmesi de benzer bir felaket yağmurun toprakla buluşması bütün canlılar için nasıl rahmetse aşırı yağış sel ve su taşkınları tam bir afet bugünlerde
* tabiatın aritmetik bir sayısal düzen var harmoni içerisinde yaşamı var her şeyin bir ölçü ve denge içinde yaratıldığını haber veriyor insanı bu dengeyi muhafaza etmeye davet ediyor Yüce Rab
tek bir canlının işlevini tam olarak yerine getirememesi bile domino etkisi oluşturarak bütün bir evreni etkiliyor karbondioksit gazının artışı ozon tabakasında yaşanan incelme ardından zararlı güneş ışınlarının yeterince süzülememesi yaşanan büyük iklim değişiklikleri artan hastalıklar
doğada her şey birbirine bağlı doğanın ahengi uyumu fizik,metafizik boyutu atomdan güneş sistemine kadar yaratılan her şey birbirine bağlı
en zengin ecza maddesi kaynağı tropik ormanlar dünyanın yağmur dengesini düzenliyor atmosfere oksijen sağlayan ağaçlar dünyanın akciğeri ormanların tahribiyle endemik bitkiler hayvan türleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
bozulan ekolojik denge her gün yeni bir sorunla tek bir dünyamız var gerçeğini haykırıyor
nefes alıp vererek yiyip içerek, tüketerek atık üreterek toprakta ve suda meydana getirdiğimiz tahribat devasa içinde yaşadığımız doğanın bir parçasıyız aslında attığımız her adım israf ettiğimiz her bir damla su gaddar ve acımasız bir sonun habercisi
* metruk arazilere bırakılmış hafriyatlar köşe başlarında birikmiş atıklar sokaktaki konteynırlar şehrin uzak köşelerine taşınan çöpler denizler ve okyanuslara sahillere kıyılara bırakılan plastik atıklar oluşan girdap yığınlardan en büyüğü teknolojik çöp yığını dünyamız büyük bir çöp öbeğiyle kaplı denizlerimiz
öyle gözüküyor ki bir zaman sonra önce akan sular çekilecek bağlar sararıp solacak kuraklık ortalığı kasıp kavuracak insanlar yiyecek ekmeğe içecek suya muhtaç olacak
çığlığa ekmek ufalıyor olacağız açlık kokacak nefesimiz şafak kızılı olacak bir lokma yiyeceğin rengi
sonra perdeler inecek gece lambaları sönecek göğümüzde duvarlara sinmiş ne kadar kir varsa günah fısıltıları varsa üşüşecekler kendileri hiç yaşayamadan yürekleri titremeden ölecek bebelerimiz
gizli ve aşikar tüm hislerimiz telaşlı…ağır aksak akşamlarda yasımızı tutacaklar geçen zamanların aynaya yansıyanlara bakarak hep kırmızı olacak ufkumuz hep derin kalbin dört köşesi her bölgesi harabe metruk,terk edilmiş insanlığımızdan birkaç sızı kalacak yarınlara
gönüllerimizi aşkın ateşine sunalım, vesselam camdan süzülen bir güneş ışığı sayalım güzelliği gönül camında hüzmelenen bir elmas de adına akşam olunca çekilip güneşe geri gider ya hani hani göz kapanınca kaybolur ya dünyayı camsız görmeye alıştıralım kendimizi yolda kalmamak, cam kırılınca kör olmamak adına
insanı topraktan yarattı her şeyi yoktan var eden Allah elimizden bir türlü atamadığımız sigarayla ciğerlerimizi filtreleyemediğimiz fabrika bacalarımızla atmosferimizi zehirli gazlarla doldurduk biz
içine yerleştiğimiz beton yığını şehirlerde temiz bir su kaynağı bırakmadığımız gibi çocuklarımıza üzerine basacak bir karış toprak parçası dahi ayırmadık toprağı erozyondan ve zehirli atıklardan su kaynaklarını boş yere akıtıp tüketmekten kirletmekten başka ne yaptık biz
sağlığımızı ve yaşam kalitemizi büyük ölçüde yitirdik hayati fonksiyonlarımızı kaybettik petrol, doğalgaz ve kömürü bilinçsizce tüketip doğamızın akciğeri konumunda olan pek çok ormanı kesip yakarak yok ettik
bilinçsizce avlanmak suretiyle yine pek çok hayvan türünün neslini tükettik sırf daha fazla gelir temin etme gayesiyle hayvanların genleriyle oynayıp yeni hastalıkların türemesine neden olduk
artık yediklerimiz ve içtiklerimiz bize fayda yerine zarar veriyor belki sofralarımız düne göre çok daha zengin fakat günbegün sağlık ve sıhhatimiz kötüye gidiyor
* varsak, öyleyse düşünmeliyiz sükutun kutlu eli değince elimize hevesin bin bir rengine mübtela olmalı hayatlarımız bin bir arzu olmalı yüreklerde ademden ademe akıp giden zamanın her anında ayrı desenler çizilmiş olmalı alnımıza
sonsuzluk yurdunun kokusunu almakta zorlanıyor dimağlarımız mineli fincanların telvelerine düşürülmüş hayaller gibi savrukuz kumlara çizdiğimiz emellere dair iğreti resimler fırtınalara uğramakta hakikat hayale gerçek masala döndürülmekte
hep bir arzu içimizde hep bir ihtiras koş ki yakalayasın kafesinden boşanmış sırtlanlar gibi saldırmakta iştahlarımız dünyanın dört bir yanına
sahte tasavvurların ağına düşmekte güvercinler bu ne vahşi çağdır böyle duygularımızı sersefil eyleyen bu ne zamandır ki simsarlar gücü alıp satmakta nicedir gülistanlar harap bülbüller kurşunlanmış gül fidanları kırık
hoyratlığımız bizim felaketimiz masum görünümlü zorbalıkları hep o aymazlığımız bize mubah gösteren kapımıza bırakılmış dünyanın sıcaklığını yaşamanın lezzetini unutturuyor bize o beyaz günahlarımız oldu hep adını anmadığımız zulümlerimiz söndürüyor şimdi içimizdeki ışığı
arenalarda vahşi aslanlara parçalattığımız masumiyetimizin ardından çığlık çığlığa kadeh kaldırarak satın aldık cinayetleri savaş dedik zorbalığın adına adalet dedik sokaklara döküldük plazalara, kulelere tırmandık
dillerimiz söylemiyor gönüllerimiz kilitli ellerimizle bozduğumuz çağın girdabı bizi hızla içine çekiyor kendi ellerimizle mahvediyoruz dünyayı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
kendi ellerimizle mahvediyoruz dünyayı şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
kendi ellerimizle mahvediyoruz dünyayı şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yıllardır çeşitli vesilelerle kalabalık ortamlarda veya dost sohpetlerimizde hep ayni fikri savunmuş,ve yaratan tarafından planlanmış canlı yaşamı nasıl bozduğumuzu,tahrip ettiğimizi anlatır,savunur dururum. Ve Dünya'nın işleyişinin bozulma sebebinin insan kaynaklı olduğunu anlatır dururum. Bu harika şiir benim gönlümdekilerin ve aklımdakilerin tam da tercümanı düşünce ve duygular.Muhteşem bir edebi dil ile anlatıyor şiir.Değerli dost sn.redfer,her zaman nadide yazan kaleminiz çok önemli bir konuyu harika bir biçimde anlatıyor. Kutluyorum gönül sesinizi,selam ve saygımla esenlik dilerim.
varsak, öyleyse düşünmeliyiz sükutun kutlu eli değince elimize hevesin bin bir rengine mübtela olmalı hayatlarımız bin bir arzu olmalı yüreklerde ademden ademe akıp giden zamanın her anında ayrı desenler çizilmiş olmalı alnımıza
tabiatın aritmetik bir sayısal düzen var harmoni içerisinde yaşamı var her şeyin bir ölçü ve denge içinde yaratıldığını haber veriyor insanı bu dengeyi muhafaza etmeye davet ediyor Yüce Rab
doğa, Yaradan’ın lütfu ve inayetiyle bütün imkanlarını insanlığın hizmetine cömertçe sunarken maalesef büyük bir yıkıma tabi tuttuk gezegenimizi kendi ellerimizle
bir yıldırım yalımında şavka gelmiş anlık bir silüete vurulduk düştük kara arzularımızın ardına geceye döndü nurlar dünyaya kan sızdı yaralandık... ........................... redfer ***
Günaydın şair can kendimi 14-15 lerimde mayıs ayı ortalarında yağmurlu bir bahar gecesinde yayla yaylağında yıldırımdan gözlerimin kamaştığı gök gürlemesiyle irkildiğim anılarda görür gibi oldum Ne güzel gerçekçi bir doğa olayı ile günümüz dünyasının betimlemeniz canlandırma ustalığınızı tebrik etmemek olu mu olmazdı elbet sabah sabah beğeniyle okumaya devamla A'dan Z'ye
su, toprak ve hava tarihte hiç olmadığı kadar tehlike altında tarihin hiçbir devrinde insanlık bugün olduğu gibi bir çevre kriziyle karşı karşıya gelmemişti
Şiirinizin hangi kıtasını kopyalayıp yapıştıracağım diye açıkçası düşündüm. her kıtası ayrı gerçek yansıması.. Allah cc. bizi iyi barındırıyor, insanlık zıvanadan çıktı hocam.. Tüm beğenilerim ile. saygılarımla..
baştan aşağı hınca hınç dolu ve dolgun bir şiirdi. duyarlı asil yüreğinizden dökülenler adeta "dür dane" ler mesabesinde ve de her türlü takdirlere şayandı... bu duyarsızlık aynen balığın baştan kokması gibi baştan aşağı siyim siyim akıp gelmektedir. o hale getirdiler ki halk; "turizme açılmayacak yerden duman çıkmaz deme noktasına geldiler. şüpheli yangınlar, adamı olanın sit alanları ilgası ve çevreye yapılan ihanetleri, fabrikaların canım derelerimizi ve hatta denizlerimizi mü silajla berbat etmeleri...Meriç zehir saçıyor şiirimde bu konuyu işlemiştim...bu poşet moşet zurnanın son deliği...insanlarımızın izanına kaldık. ya da şairlerimizin duyarlı uyarılarına... son derece değer dolu bir yapıt...tebrikler ve saygılar sunuyorum. sağlık ve selametle...
İnsan ne yapıyorsa bu dünyada kendi yok ediyor... Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık üstadım güzel ve manidar bir şiir Tebrik ederim... Saygı ve selamlarımla...
"İnsandır tüm zıtların sentezi insandır bu kainatın en bilinmezi en çözülmezi"Bülentce.... "İnsandır insanın kurdu insandır bu kainatın en vahşi kurdu" Yazan kaleminizin isi yüreğinizin hiseden sesi tükenmesin Üstadım...Sevgi ve muhabbetlerimi bıraktım sayfanıza ve şiirinize
bir çocuk, yalınayak, lokmaya muhtaç ancak o vakit söndürür cılız ellerinde konvansiyonel füzeleri ancak o durur önünde kurşunların yaramaz umutlarının yelpazesinde cılız parmaklarla değişmiş sayılır pençeleri savaşlarla harap olmuş dnyanın acı tablolarını çizer pare pare
Çocuklarımız demişsiniz ya hocam bana en çok dokun mısralarınız bunlar oldu... Çocuklarımızın hayallerini söndürmeyelim bizler güzel olalım ki onlarada güzel bir gelecek bırakalım.. Ve içinde daha örnek alınası o kadar çok şeyler vardı ki... Bu dünya bir tane yaşanacak başka bir dünya daha yok onun için hepimiz aklımızı başımıza getirelim ve durduk yerde dünyamızı katletmeyelim, onun yok olması bizim yok olmamız demektir... Bu duygu dolu ve hayatın gerçeklerini yansıtan elit kaleminize ve yürek sesinize gönülden tebrikler hocam... Her daim sonsuz saygı ve selamlarımla...
Ve Dünya'nın işleyişinin bozulma sebebinin insan kaynaklı olduğunu anlatır dururum.
Bu harika şiir benim gönlümdekilerin ve aklımdakilerin tam da tercümanı düşünce ve duygular.Muhteşem bir edebi dil ile anlatıyor şiir.Değerli dost sn.redfer,her zaman nadide yazan kaleminiz çok önemli bir konuyu harika bir biçimde anlatıyor.
Kutluyorum gönül sesinizi,selam ve saygımla esenlik dilerim.