Ellerin KaranlığıKaranlığın battaniyesi Gündüzün üzerini örttüğünde Ay bahçelerin üzerinde gezinir İşte o zaman Yüce dağlar semayı öper dudaklarından Ve dalgalar, dalgaların yanaklarını okşar Gecenin karanlığında Kumrular yerine baykuşlar dolaşsa da Gökyüzünde kocaman bir şehir var Onu bulabilmek Ve orada yaşayabilmek hiç zor değil Zifiri karanlıklarda Ne çok beyaz günler aradım Istırabımdan gökyüzü çatlar çoğu zaman Ta orta yerinden Bir yıldızın düşmesini seyrederken Diğerleri düşmek için sıra bekler Umutsuzluğun açmazında kaybolmamak için Bıkmadın mı, yorulmadın mı Güneşi saklamak yerine Bana kalbini gönder bu kez Ruhlarımız karanlıkta boğulmasın artık Ruhum izin ver ruhuna dokunsun sessizce Ellerimiz birbirini tutsun Buz tutan soğukta birbirini ısıtsın Yıllar geçince gölgeler söner mi bilemedim Bir sahilde uyuyakaldım Yakamoza bakarken Ve rıhtımda kimseler yoktu Seğmenoğlu |