kızıldğdan geçerken
KIZIL DAĞDAN GEÇERKEN
Bir şafak vakti idi geçerken Kızıldağ’dan Göklerle aramızda mesafe kısalmıştı Serin sabah dağların öpüyordu anlından Mahmur gözlü serçeler silkinip uyanmıştı Kekik kokusu vardı rüzgârın ardı sıra Karanlık yavaş yavaş gölgeler dura dura Hüzünlü adımlarla yürükken ufuklara Dağların şakağına güneş yeni çalmıştı Erkenden talimdeydi sığırcık orduları Katar katar turnalar kesmişti hudutları Son defa emzirirken tabiat yumruları Taze bir eylül daha kapıya dayanmıştı Mevsimler değişirken zamanın burçlarında Kar gibi eriyordu günün avuçlarında Al aldı kuşburnular gül vardı saçlarında Külahlı palamutlar alıçlar sararmıştı Arılar oğul vermiş öz tutmuştu çiçekler İpek Kozalarından göçmüştü kelebekler Yeryüzüne ziyafet verirken gelincikler Buğdaylar başak çekmiş kengerler kocalmıştı Kızıldağ hüzünlüydü kızldağ efkârlıydı Heybetli duruşuyla asildi vakarlıydı Ta ezelden güneşin kızına sevdalıydı Aşkından yana yana kızıla boyanmıştı Muhittin laçin şair (misali) 2016 |
Emeğine yüreğine sağlık usta
_________________________________Selamlar