Nereye KadarSuskun gemi gibiyim limanda Sadece dalgaların sesini dinliyorum Diyecekler belki delisin Ömürlük acılarımla içten içe inliyorum… Sanki Beşiktaş’ta geziyor gibiyim Dar sokaklardan çıkamıyorum Sağa sola atılmış izmaritleri eziyorum Akşamdan kalma atılmış bira şişeleri Toplasam işin içinden çıkamıyorum! İnsan bu kadar mı duyarsız Feleğini şaşırmış bir gece yaşıyor Hem de ne ayarsız… O sabahlara şahit çöpçülere Anne dudağından çıkmış masaldaki öcülere Aldırış etmeyen… Dalgaların sesine tutkun sahilde oturan Martılarla simit yiyen Üç beş kişiye acıyarak bakıyorum! Şehrin kokuşmuşluğuna inat Mutluluk için adeta açmışlar kanat Hala canlı bir ilham ile ortaya koyuyorlar ya, ne zengin sanat! Onların kalbine kan olup bende akıyorum… Birileri yıkmış şehri Akmış şerleri ile denize nehri Hani Fatih dirilse Neden yaptım İstanbul’un fethini Dinleyecek üç beş kişi işte Oturanlar bu enkazın içinde… Limanda gemi yorulmuş taşıdığından değil ama Gecenin azgınlığına şahit olmaktan Her gece sökülüyor yama İçindeki insan gibi çürüyüp solmaktan Burası farz edelim Beşiktaş Yahut depremle yerinden oynayan taş Ne fark eder ki… Yine yağmur yağıyor ya Bunca rezilliğe rağmen asuman rahmet sağıyor ya Bugünde kurtuldu! Mevsimler değişiyor Virüsler kaynaşıyor Kaplumbağalar ağlaşıyor Bu devam ederse nereye kadar?.. Saffet Kuramaz |
Gönül telin susmasın.
Kalemin Yüreğin var olsun.
Tebrik ederim
Selamlar,
Sevgiler.