Gecenin Bu Kül Vaktinde
Biliyorum sen de ölüyorsun bu gece, benim gibi kendi içinde.
Şiirin dilinde, şarabın ateşinde yanıyorsun benim gibi. Gecenin bu kül vaktinde. Sen ve ben, birbirinden ayrı iki söz gibi bir şiirde. Birimize dünya acısı, diğerimiz zaten ciğer sarması. Sen de benim gibi çakıştır masaya bardağı. Canına yandığım, acısına mıhlandığım, mezesinden yoksun tabağım. İnsan biraz gülüş doğrar, yanına biraz da umut koyar. Biliyorum, makamı kaymış bir şarkının ortasındasın. Ağlamayı çıkar aklından, sen de benim gibi yalnızsın. Gecenin bu kül vaktinde, sana can oldum. Sen de bana bir nefes ol. Resmini karşıma koydum, sen de gözlerini benden esirgeme. Gecenin bu kül vaktinde, sen de benim gibi uzatıp boşluğa ellerini, tutunup yıldızlara dön deli gibi. Tut ki düştün, kalk yeniden sarıl gökyüzüne. Bir daha yansan ne olur ki? Gecenin bu kül vaktinde, kalp mi kaldı acıyacak! Gözüme bir damla yaş koydun, kuru çiçeğim benim. Yaprağın dokunsa yağmur olacağım. Ben senden daha şairim, ben daha çok şarap içtim. Boşver be güzelim, ölmeye aşk sebep olsun! Bu şiir böyle ortada dursun, olur da sen de kalbinle konuşursun. |
Hazindi gam yüklü mısralar yara almışlara çok iyi geldi!
Saygılarımı bıraktım...