YA İSTİKLÂL YA ÖLÜM
Çanakkale, Sakarya, İnönü, Dumlupınar.
Savaşıyor ordumuz, düşmanla her cephede. Mideler boş, asker aç, her şey olmuş tarumar. Kalpler imanla dolu, çarpıyor her sinede. İman dolu göğsünle, ya istiklâl, ya ölüm. Tüm yediden yetmişe, ihtiyardan gencine. Silah bulamayansa, çapa kapmış eline. Vatan elden gidiyor, uyku girmez gözlere. Türk esir olmaz ölür, ya istiklâl, ya ölüm. Düşman Mondros ve Sevr’le, parselledi Vatanı. İngiliz, Fransız’ı, Rus, İtalyan, Yunanı. Bölündü miras gibi, Vatan’ın dört bir yanı. Esaret kabul değil, ya istiklâl, ya ölüm. Otuz Ağustos günü, gün doğarken birlikte. Top, mitralyöz sesleri, karışrı birbirine. Hücum etti ordumuz, ALLAH ALLAH deyipte. Her Türk doğuştan asker, ya istikâl, ya ölüm. Atatürk emir verdi, tüm cephedekilere. Hedefiniz Akdeniz, ileri! dedi askere. Düşman korktu kaçıyor, ardına bakmaz bile. Türk Milleti hep hür kal, ya istiklâl, ya ölüm. Büyük taarruz ile, yıkıldı o dört duvar. Binlerce şehit verdik, nihayet bitti zulüm. Kazanıldı özgürlük, şahit oldu ezanlar. Dalgalanıyor yine, gökte Bayrağım, hürüm. Hep hür olsun Milletim, ya istiklâl, ya ölüm. -------------------------TURANİ 29/08/2008 |