BİLİRİM
BİLİRİM
Bazen...Bir baykuş dadanır gönül hanene, nasıldır bilirsin! Durup dururken sıkar yalnızlıklar...Umudun kalmıştır Kürt dağının ardında. Uçar umutların da baykuşun kanadında, öyle suskun, öyle mahzun ve öyle kederli. Bir yel eser, kasaveti taşıyan; Boncuk boncuk bir kaç damla ter damlar alnından...Aklından bir hâl bilmez geçer. Topboğazının esintisi sarsar, sarı püsküllü mısır tarlalarını. Sıcak, bir dalga gibi vurur yüzüne. Ezilir için, örselenir ciğerlerin; soluksuz kalırsın, Çakallı yokuşunun keskin virajlarında... Ahh, baykuş kanadında uçup giden hayaller! Soğuksu tandırlarında biberli ekmek acısında pişen, yanan suskun yürekler... Ne kederler gizlidir derinliğinizde; Ne yitik umutlar, Ne kara sevdalar...Kim bilir? İşte bunları bilirim ben! Bilirim ayrılığı, Bilirim kederleri, Bilirim hasretleri. Bilirim, yürek yangınından ayrı kalmayı! Oyy !... Ben de sevdim bir zaman; Ben de yandım, Ben de yazdım, Bilmez miyim? Bilirim elbet, Bilirim... Arif Sami İğde. |