öyle ya, haydi hatırlayalım bakalım kaç ev değiştirdik kaç komşumuz oldu, kaçını aile fertlerimizden saydık kaçıyla hafif limoni olduk
geçmişe yolculuk yapsak komşularımızın çetelesini tutmaya kalksak acaba kaçını doğru dürüst isimleri ve simalarıyla hatırlarız komşuluk maceralarımızı yazsak acaba ne kadarı aklımıza gelir
hiç gözlerinizi bir noktaya sabitleyip bütün bunları hafızanızda canlandırmaya çalışırken uzaklara dalıp gittiğiniz oldu mu
hiç okuldan döndüğünüzde anneniz evde yoksa karşı komşu teyzenizin kapısını çalıp teyze annem nereye gitti dediğinizde kuzucuğum geç içeri annen pazara kadar gitti o yürek ısıtan cevabı alınca utana sıkıla içeri geçip somyanın bir kenarına sessizce iliştiniz mi ikram edilen kekten ya da çörekten hiç yediniz mi
anneniz komşuya gitmek için kapıdan tam çıkarken ardından koşturup anne fatma teyze ne yapmışsa hepsinden ben de isterim sakın unutma diye tembihlediğiniz oldu mu hiç
şehir yaşamının soğuk apartman kültüründe komşuluk artık kaybolmaya yüz tutan değerimiz şimdi evet, benim, bizim, hepimizin komşuları vardı tatlı mı tatlı, komşu teyzelerimiz, güleç amcalarımız vardı bizim
hava kararıncaya kadar çeşit çeşit oyun oynadığımız annelerimiz bas bas bağırınca koşa koşa evlere dağıldığımız arkadaşlarımız vardı onlar yoklar şimdi
insan olup da yalnızlık çekenler yok mu var elbette kronik yalnızlık sendromu denen bir melanet var mesela yalnız, mutsuz, depresif, saldırgan insan sayısı giderek artıyor çocukları, yakınları, komşuları uzaklara savrulanlar kendilerini güvenlikli, muhkem rezidanslara hapsediyor
komşularımız pek çok hatıramızın mütevazı kahramanları gösterişsiz, sade, samimi, fedakar… o, yabancımız değil aileden biri denirdi o komşularımız kayboldu komşularımızı kimler aldı her biri kim bilir hangi yere savruldu onları arıyoruz şimdi tarifsiz bir özlemle
maalesef o yıllardan hiç kimse kalmamış bilmek isterdim acı tatlı pek çok şeyi paylaştığımız komşularımızın şimdi nerede olduklarını kim hayatta kim değil
biz çocuklar oyunun tadını çıkardığımız o günlerde ne çok oyun çeşidimiz vardı say say bitmez yorulmak nedir bilmeksizin saatlerce birlikte top koşturduğum akranlarım acaba şimdi ne yaparlar ne işle meşguller
televizyonumuz yoktu yalvarırdık anneme anne ne olur hatice teyzeye söyle de bu akşamki filmi izleyelim komşu, komşunun kahrını çekerdi çocuğuz ya, ertesi gün yine isterdik her gün , her gün olmaz oğlum derdi annem
geçmişteki komşuluğu anıyoruz komşularımızı arıyoruz derdimiz çok büyük modern hayat bizi şimdi daha büyük daha yüksek daha kalabalık apartmanlarda yaşamaya zorluyor
dev binalarımız var şimdi içlerinde huzur yok mutluluk yok gerçek manada komşuluk ilişkisi kurabildiğimiz daire sayısı ya bir ya ikidir hadi üç olsun öyle ya bizim komşularımız vardı onları kimler aldı götürdü
hiç hayıflanmayan, üzülmeyen kaybettiklerine ciğeri yanmayan türlü gamsızlıklar ve anlamsızlıklarla dolu modern şehir hayatı bizden komşularımızı da koparıp aldı bizse artlarından bakakaldık öylece
insanları kendi kabuklarına sımsıkı kapatan bu kozmopolit hayat ayakta kalma mücadelesi herkesi en ücra köşelere savurdu komşularımız bizler için, bizler komşularımız için birer nimettik birbirimizi çok sevdik komşuluğu doyasıya yaşadık
anadolunun küçük şehirlerinde kasaba ve köylerinde komşuluğu tüm saflığı ve güzelliği ile yaşatanlara selam olsun selamın daha büyüğünü şimdilerde modern şehirlerin kasvetli havasında yavan yaşamında komşuluk kültürünü ayakta tutmaya çalışanlara gönderiyorum
tuhaf bir kısır döngü sarmalına mahkum olmuşuz dostluğun, kardeşliğin, komşuluğun özü de yitip gitmiş biz o günlerin özlemini çekiyoruz Allah bugünlerimizi aratmasın derdi büyüklerimiz bir bildikleri varmış meğer o günleri mumla arıyoruz şimdi
mahalle kültürümüz cıvıl cıvıldı ne yazık ki göz göre göre elimizden kayıp gitti ve giden hiçbir şey artık geri gelmeyecek elimizdekileri vermemek için direnmediğimizi söyleyemem ancak başaramadığımız bir gerçek dev yapılarıyla sokaklar labirenti andıran caddeleriyle 7/24 aktifliğiyle modern şehirler alıp götürdü komşuluğumuzu
bir yandan değerlerimize azar azar yok olurken bir yandan da duygu olarak çok hırpalandık çok yorulduk kimi alarm takılı çelik kapılarımız yan kapı, karşı kapı, alt kat, üst kat komşularımızla sıkı bir kopuşu sembolize ediyoruz adeta
sosyal medya tanımadığımız sanal şahsiyetleri evimize soktu bizi onlarla sıkı fıkı dost yaparken apartman komşularımızla küsleri oynuyoruz kapıda, asansörde, araba garajında denk gelirsek bir an kısa tebessümlerle kaş gözle selamlaşıp geçiveriyoruz
içi kof bir modernliğin mekanik rutinine kapatıldığımız günden beri konforu yüksek daha kalabalık apartmanlarda kendimize çevremize yabancılaşıyoruz
artık komşular arası akşam oturmaları çay kahve sohbetleri bayram ziyaretleri pek yok çorbalar, irmik helvaları, kurban payları bardakta tuz, şeker, yağ veya salça da gelmiyor kapımıza
bir yere giderken evimize göz kulak olması çiçeklerimizi haftada bir sulaması için anahtarımızı emanet ettiğimiz saliham teyzelerimiz de yok komşuluk dahil pek çok şeyi yitirdik acımızı hafifletecek hiçbir mazeretimiz kabul değil geçmişin masumiyetini şimdinin hırçınlığına kurban ettik geçmişin toplu fotoğrafını indirdik yerine şimdinin bireyci vesikalığını astık
sokaklarımız değişince komşularımız da değişti bütün sokağın aynı dili konuştuğu aynı duyguları paylaştığı günlerden sanki dilini, örf ve adetini bilmediğimiz yaban bir memleketin yabancı kaynayan sokağına gelmiş gibiyiz
şarkının sözlerinde olduğu gibi burası memleketimden küllerce uzak burası memleketimden millerce uzak nakaratındaki gibi sokağımızda selam verecek kimsemiz kalmadı ruhumuz yapayalnız
ne gariptir ki kaybettiklerimizi yazarken tekrar hatırlamaya çalışırken beynimiz patlıyor çok şeyleri yitirmişiz bizim komşularımızı, hayallerimizi de çalan dünyevi hırslarımız oldu
komşunun çorbasını, irmik helvasını, bir bardak yağını, tuzunu, şekerini ve hepsinden önemlisi zilimizi çalarken benim güzel evladım diyen sedasını şehrin cafcaflı ışıklarında yitirdik uğultulu telaşında kaybettik
kaybettiklerimizin toplamı tüylerimizi ürpertecek, dilimizi damağımızı kurutacak aklımızı alacak derecede hüznümüz kaybımızı karşılamaya yetmiyor tatlı komşularımız vardı usul usul kapımızı çalan dönüp gittiler biz kapıyı açana kadar ey vahlar bize…
ne çok şeyler üretmişiz komşuya dair komşu hatırı komşu kapısı komşunun külü komşu ekmeği komşu hakkı, komşunun tavuğu… bütün bunlar şimdi çok az yerde yaşanıyor
vay halimize adeta karşılıksız çek gibi şehrin vahşi dünyasında bir karşılığımız yok geçmişin derinliklerine yuvarlanıp gitmişiz
ne masum, ne saf, ne güzelmiş o günler çok sever, çok hürmet ederdik hülya ablamıza biz istanbula taşındıktan yıllar sonra aldık acı vefat haberini Allah rahmet eylesin pek çok hatıramızın mütevazı kahramanları komşularımız, samimi, fedakar, sevecen, müşfik… ailemizden biriydi onlar
gördüğümüz, dokunduğumuz, hissettiğimiz, yaşadığımız uygulamaya döktüğümüz anların toplamıydı onlar komşu, kendimde onu, onda beni gördüğüm kişiydi birbirimizin sırlı aynasıydık
şerrinden komşusunun emin olmadığı kimse cennete giremez Allah’a ve ahiret gününe iman eden komşusunu rahatsız etmesin buyuran sevgili peygamberimizin sözleri bugünlerde komşuluk duygularımızın küllerini yeniden alevlendirmek için bir kıvılcım olur mu bize küçücük bir kor kalmışsa derinlerimizde
eskimeyen zamanlardan, dağların dağlara kavuştuğu insanın insanı anladığı, yürekçe konuşulduğu zamanlarda içten türkülerle ninni bebek ninni güzel uyu güzel büyü kulağımıza seslenen ne güzel komşularımız vardı
yeni gelinin ay yüzlü bir kızı olmuş Allah hayırlı evlat eylesin biz de gidelim görelim bir göz boncuğu iğneleyelim kundağına bir hayır dua edelim diyen gönlü yüce komşular gördük biz
kırk banyosu su aşağı, boyu yukarı su gibi uzun olsun ömrü kırk suyu döküldükten sonra kırklanmış olsun diyen komşularımız vardı
bebek kız ise pembe, kırmızı kıyafetler erkek ise mavi ve yeşil renkler kundaklara sarılırdı bebekler beşiğin başı karyolanın başlığı bebeğin kundağı günlerce rengarenk hediyelerle dolup taşardı
kısmetli bebekmiş buyurun, buyurun; misafir başımız üstüne buyur ederlerdi gelenler maşallah, maşallah bahtı açık olsun inşallah hayırlı evlat olsun analı babalı büyüsün derlerdi
el örgüsü kıyafetler patik, çorap, yelek, hırka, ceket, pantolon hepsi, neşeyle takılır, asılır, dürülür okusun da büyüsün büyüdüğünde okuluna harçlık edersiniz annesi derlerdi komşularımız
göğü bezeyen eşsiz inciydi komşularımız gece ve gündüzün remzi ay ışığına meftun mehtaplı gecelere mısralar okuyup güneş ışınlarının ardından ağaç gölgelerini serin su kenarlarını tutup gittiler bütün güzellikleriyle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
onlar şimdi yoklar şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
onlar şimdi yoklar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Eski çocukluk zamanı geldi aklıma insanlar paylaşmayı güven duymayı hatta emanete sahip çıkmayı bilirdi şimdi bu zamanda kimse kimseye guvenemiyor üstadım...Zaman bizlere neleri kaybettirmiş ne hallere gelmişiz... Emeğinize yüreğinize kaleminize sağlık üstadım güzel ve manidar bir şiir Tebrik ederim saygılarımla...
göğü bezeyen eşsiz inciydi komşularımız gece ve gündüzün remzi ay ışığına meftun mehtaplı gecelere mısralar okuyup güneş ışınlarının ardından ağaç gölgelerini serin su kenarlarını tutup gittiler bütün güzellikleriyle
Duygu dolu yüreğinizden bendini aşarcasına süzülüp gelen içinde harika duygularla yazılmış muhteşem güzellikteki yürek sesinizi gönülden kutluyorum tebrikler üstâdım. Gönlünüze ve kaleminize sağlık diliyorum. Her şey gönlünüzce olsun ve yolunda gitsin inşallah. Sonsuz selam ve saygılarımla. Allah'a emanet olun. Hayırlı bayramlar diliyorum.
Bırakın anahtar teslim etmeyi tanımıyorum bile komşuları. Eskiden mahalle kültürü vardı müstakil evler vardı annelerimizin çoğu ev hanımıydı iletişime vakit vardı. Şimdi kadın erkek sabah çıkıyor karanlıkta dönüyor bu güvensiz ortamda çocukları sokağada bırakamıyor ebeveynler böyle böyle yabancılaştık birbirimize. Acı bir tabloyu ve kaybettiğimiz önemli bir geleneğimizi işlemişsiniz nakış nakış dizelere. Tebriklerim ve saygıyla hayırlı bayramlar...
Bayramınız mübarek olsun, Çok güzeldi,çok acıklıydı, sevgi ve zlem vardı, O güzel yüreğine sağlık Üstadım , ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü kutluyorum Dualarımla selamlarıml her daim .
Şiiri okurken çocukluğumdan bu güne tüm komşularımız geçti gözümün önünden ve tabii ki anılar da....Teknolojinin bireyselleşmeyi ve yalnızlığı hatta bencilliği de getirdiği günümüzde hala "komşuculuk" oynayabildiğimiz dostlarımın olması ne hoş dedim... Kaleminize sağlık, iyi bayramlar....
Kadim/daha dün gibi ve modern/bu günler, komşuluk ahvalinden canlı, muhteşem kesitler, resimler.
Yüreğinize sağlık üstadım.
Bir dörtlükle size katılmamam müsaade buyurun:
Komşuluk
Dostluk bu illeri, çoktan terk etmiş
Her garip kapıdan, bir baykuş bakar
Komşuluk tükenmiş, muhabbet bitmiş
Her gün hırlaşmağa, bir sebep çıkar
İdris Esen, Nisan, 2018, Erenköy
En kalbi selam ve muhabbetlerimle.