DEDİLER VE DEDİM
Ben bazan yalnız, bazanda kalabalık içinde olsam bile, sessizce ve dilimi, dudağımı oynatmadan, kendi kendimle kendim ile konuşur, dertleşirim. Bu, insani bir hal ve kendini dinleme san’atıdır. Yine böyle ilginç anlarımın birinde elimde kalem, önümde bir kâğıt olduğu bir sırada aşağıdaki şiiri yazdım. Şimdi siz de aşağıdaki bu şiiri okuyunca, benim düşüncelerime katılır da, bana hak verir misiniz? Yoksa, siz benden daha farklı mı düşünürsünüz?...
DEDİLER.. VE DEDİM… ŞİİR NO: 179 ** 20-04-2009 Dediler; TÜRK’ün VATAN’ı, nereden başlar? Dedim ki; Avrazya adlı bir kıta’dan, Dediler; Oraya, nereden gidilir? Dedim ki; şanlı BAYRAĞ’ın, arkasından… Dediler; ya, SAKARYA nereden akar? Dedim ki; Mehmetçiğin siperlerinden. Dediler; şehidiniz, nereden bakar? Dedim ki; Alsancağın, en tepesinden… Dediler; dökülen kan, nereden akar? Dedim ki; TÜRKÜN BAYRAĞI’nın şalından, Dediler; şu yıldızlar, nereden doğar? Dedim ki; tazimle, şehidin kanından?.. Dediler; hilâl, bayrağı neden sever? Dedim ki; emir var, rahmet-i Rahman’dan, Dediler; şehitler, nereye GÜL diker? Dedim ki; RASÛLÜLLAH’ın, arkasından… Dediler; İNSAN, ahlâkı kimden alır? Dedim ki; RABB-İ RAHİM’İN BOYASI’dan, Dediler; tecelliler, nereden yansır? Dedim ki; sonsuz KÂİNAT AYNA’sından... 21-04-2009 * SAAT:02:10 * Konak-İZMİR. Mürsel Münevveroğlu ([email protected]) |