GÖNÜL-9
Şu gönlü kafaya bir alabilsem
Her yer gülistanlık seyran olurdu Hasretin ipini, bir salabilsem Gören herkes bana hayran olurdu Her renkten saçına, gül takışları İşve, nazlarıyla, can yakışları Tutsak etse bile, kor bakışları Cananın gözleri, ceyran olurdu Sevgiyi bilirdim, kaşım çatmazdım Huzurla dolardım, kin de gütmezdim Ayrılık, hüzünü, asla tatmazdım Yaşadığım yerler, hoyran olurdu Sevilen her şeyde, var bir özellik Asla bilinmeyen, gizem, gizellik Doğanın sunduğu, eşsiz güzellik Şelale dibinde, koyran olurdu Olmalı yürekte, dernek ve düğün Öğün deli gönül, kendinle öğün Bilesin ki yari, yitirdiği gün Şu kalan ömrüm de, kıyran olurdu Huzurlu gecede, uykumu alıp Yarınlarım için, hayale dalıp Merhaba diyerek, güne uyanıp Sabah kahvaltıda, beyran olurdu Hiç zengin bir masa olurmu mumsuz Görmedim bir çölü, sulu ve kumsuz Duyguyla kavrulan, Aşık Lüzumsuz Cananın gözünde, meyran olurdu Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ ETEK YAZILARI CEYRAN: Ceylan HOYRAN : Ana tanrıça Ülkesi KOYRAN : akar suların derin ve durgun yeri, önü kesilen su KIYRAN : Harabe, virane BEYRAN : Antep’e özgü, hayvanın boyun kısmından yapılan yemek MEYRAN: Manevi yükseliş, Parlayan ışık |