ÇığlıkYeryüzü cehenneminin Yalnız çocuklarıyız Üzümüz toprak Ruhumuz günah Bedeni kir içinde kalmışlardanız Göz yaşımız hiç romantik olmadı Tebessüm nedir bilmedik Acının içinde yoğrulmuş bir et yığınıydık Sevilmedik, sevme nedir bilmedik Kederin elemin içinde sokağa atılmış Ne olduğu belirsiz Bir dölün çocuklarıydık Ne edebe Ne ezele Ne başlangıçtan Ne Sona Her şeyin arasında sıkışmış Elleri paramparça Ayakları yalın halde Avuçları muhtaçlığın simgesi Kaderi yoksulluğun parçası olan Kimsesizliğin yoğurduğu çocuklarız Şimdi bir harabede son demleri yaşarken Dışardaki rüzgarın sesi Ölümün uğultusu gibi Sigaramdan son yudumumu alırken Kendimi boşluğa bırakıyorum Ardımdan bir ses Ölümün çığlığı arşa merdiven dayıyor |