KUTLU PARMAKLARIBileğinden bilinirdi her zaman(520) ‘Allah’’tan başka güç kuvvet sahibi yok’’ sırrı Cisminin sedefiydi canın cevheri Saf bir billur parçasıydı Nurdan iki sütundu ancak Cesedinden o iki seçkin ayak Dahi O diz kapak altı mübarek bölge Arşın payesiydi hem gölge Bahtının yıldızını parlatmıştı(525) Felek ondan faydalanmıştı MÜBAREK AVUÇLARIVE AYAKLARI Hikmetin feyzinden faydalanıp Böyle açıklardı İbn-i Halit Ellerinin ayası O Sultanın Dahi ayakları altı O’’nun Geniş ve pak idi nazik ve çekici Gül yaprağıydı latif ve sevimli Ayağı ve eli yanında onun Eli ve ayağı idi güzellerin Çok düzgün idi der bakış sahipleri(530) O kerametli mübarek eller Can ile olmuş idi el-hasıl Yed-i Beyza’’sına Musa mail Kalem gibi parmağıyla O Hak Dostu Ayı böldü gökyüzünde iki parça Pençesindeydi onun akşam ve sabah Kabzasındaydı onun kaza ve kader Değneğinin ucunda top idi hemen Bu evren ve mekanın tümü birden Kevser’’in Sakisi ayağını O’’nun(535) Öpüp durduğu yerdi Rıdvan’’ın Yüzünü sermişti ayağının altına Bu kadar izzet-i ikram ile arş Latif denizlerin kenarı hemen Gümüş aydı o seçkin ayak Olmuşlardı O’’nun ayak torağı Bir sürü saçı kokulu gılman Dokuz felek öpmek için ayağının toprağını Gökte dokuz dolanırdı haremin Gece renkli olan ayakkabısını öpmek için(540) Yaktı göklerde güya fanus Çark-ı felek ahenk ederek Arş’’a Bir benekli şal döşedi ayağına Huda ayağının altına serdi bir halı Yüzleri benli gılmanın nakışları var onda Oldu Resul’’ün köyünün taşları Hurilerin gerdanına parlak kolye Hem dedi vasf eden O Taze Gülü Misk kokuluydu ellerinin ayası Merhaba eylese bir kimseye eğer(545) Devlet-ü izzetle Peygamber Bir iki gün geçse aradan Belki hem bir nice günler Duyulurdu nitekim yeşil bahçelerden O kişiden temiz kokular Evreni kaplayan kokuydu O Can Güzel koku gizlenmez Efendi KUTLU PARMAKLARI Ebu Tufeyl o fazilet ehlinin başı Dedi canıyla oldu O’’na öğrenci Her bir kutlu parmağı onun(550) Mevla’’nın yarattığı sanatkarane bir kalemdi Güzel elleri kazanın kısmetiydi Onun Onun ulvi elleri kaderin kısmetiydi Firdevs ağacıydı parmaklarının üstü Gümüşten ala idi o parmaklar Kalem gibi her biri uzun ve biçimli Celil olan Allah’’ın kapısının anahtarının dili Yazmamıştı Rabbani kalem Kalem parmaklarına Onun ikinci Bileği Besmele idi hemen hemen(555) Ona ‘Nun ve-l Kalem’’ olmuştu görenleri İsa’’nın eline Onun uzun elleri Ölü diriltmeyi ikram ederdi Armağan etti o derya dolu ellerin içi Zamanın gül bahçesine nurlu yağmurlar Mührüydü o Faruk’’un eli Çözerdi halkın düğümlerini Oldu O Gerçek Efendi Halkın en keremlisi Kerim Ahlak Böyle der İhya-i Ulum sahibi(560) Yanına varsa eğer bir masum Lütufla okşasa onu O Kerem Kaynağı Yani ümmetin Sultanlarının Sultanı Diğer çocuklar içinde O Sabi Edep yolunu ihya ederdi Kokusundan bilinirdi her şey Ki ona el sürmüştü Yüce Resul Nice gün gitmezdi kokusu Taze misk kokusuydu nefesi KUTLU VÜCUDU Cismi ışık saçardı Tanrı sevgilisinin (565) Saf idi nurlu güneş gibi Nura benzerdi kılsız saf ve temiz vücudu Nasıl methedeyim O bedeni Güya nurlu deniz idi O Sevgilinin güzel yüzünün tecellisiydi O Hem O Alemin Sevgilisi ’’nin endamı Görünseydi olurdu daha sevimli Dem vururdu eğer açılsa ağzı Varlığının kaydı Fatiha’’dan Nurdan servi idi O gümüş endamlı(570) N’’ola derlerse direği İslam’’ın Dedikodudan arınmıştı dili Kıldan arınmış olduğu gibi cesedi Göğüs bölgesine varmazdı keder Toprak dolsa eğer denizlerle karalar Yâri seyretmek için teklifsiz Bütün göz idi mübarek beden Kıldan temizlenmişti o nazik ten Nurdan bir cesed idi o beden Bir parlak gümüş ayna gibi(575) Kıldan arınmıştı vücudu Nebi’’nin MÜBAREK GÖBEKLERİ Dahi göğsünden meleklerin öğlesi O haremin ceylanı göbeğine dek Hat çekilmiş idi bir dizi siyah kıldan Nakleder bunu raviyan-ı ahbar Levh-i Mahfuz idi o kutlu sadır Ona güya kalem olmuştu o tüyler Dahi göğsünde ve karnında O’’nun(580) Kılı yok idi o nazik bedenin Dedi vasf eyleyen o saf gönül Yok idi o ince çizgiden başka kılı Pak uzvunda onun baştanbaşa Hasılı yok idi tüyden kıldan eser Göğsünün ortasında elif gibi o hat Tüyden kalem çekmişti fakat Amber teli gibi o siyah tüy Yaraşırdı nitekim halesi ayın KUTLU BEDENLERİ Dedi Ashab ile harem ehli (585) Eti O Cism-i Şerif’’in her dem Taze gül gibi parlak idi hem Pak bedeni süzülmüş idi hem Misli olmazdı o kavisli kaşın Güllerini derse felek Firdevs’’in Gençlik günleri gibi ta Pek ter-ü taze idi o aza Ne tenezzül edip o gümüşten Ne zarar gördü yaşlı olmaktan Hiç olur mu bu ki otlar kırlardaki(590) Sararıp solsun Allah bağının gülleri Eceli gelip vefat edince Bedeni terk etti saf ruh oldu Ahmet Kemal Kayıt Tarihi : 15.7.2015 19:55:00 |
‘Allah’’tan başka güç kuvvet sahibi yok’’ sırrı
Cisminin sedefiydi canın cevheri
Saf bir billur parçasıydı
Nurdan iki sütundu ancak
Cesedinden o iki seçkin ayak
Dahi O diz kapak altı mübarek bölge
Arşın payesiydi hem gölge
Tebrik ederim
Yüreğine kalemine emeğine sağlık