Anne Ben Hiç Zalim Olmadım
Anne,
Ben hiç zalim olmadım ve hiç kimseye de zulüm etmedim. Ben de menfeaatim için zalim olabilir ve birçoğuna zulüm edebilirdim. Ben safiliğimden ve inancımdan dolayı özellikle bile bile yapmadım. Benden daha takva görünenler çıkarları için zalimliğin her türlüsünü yapıyorlar. Her şeye Kadir olan yerin göğün sahibi Allah’tan hiç mi korkmuyorlar? Mizan gününde hal ve ahvallerini hiç mi düşünmüyorlar? Her şeye sahip olmalarına rağmen niye dolu çanağa ağlıyorlar? Güçlü kuvvetli olanlar güç ve kuvvetlerini insanların faydasına niye kullanmıyorlar? Anne, Zalimlik zulüm etmek sevilir mi hiç? Ama bunlar insanı cehennemlik eden bu davranışları niye seve seve yapıyorlar? Mazlumlar bunlara hiç haklarını helal ederler mi? Saf ve kötülük bilmeyen fikri güzel gönlü güzel insanlar, mukaddesat ile kandırılırmı hiç? Anne, Ben bunlarla yaşamaktan hem utanç duyuyor hem de nefret ediyorum. Sen olsaydın sen de nefret edip utanç duymazdıydın? Husumet suları ile yıkanmış cin çarpmış suratlarını görmek istermiydin? İnsanın gözünün içine baka baka dalavere yapmalarına müsaade edermiydin? Berrak suları bulandırmalarına karşı gelmezmiydin? Anne, Böyle insanlarla aynı mekânlarda yaşamak zül geliyor bana. Oyuncağı elinden alınmış yetim ve öksüz çocuklar gibi ağlamak istiyorum. Zira ağladığımda biraz rahatlıyorum. Seni sana küstürenleri sen olsaydın gücün yetmediği için Allah’a havale etmezmiydin? Bunların yaptıkları gayretullaha dokunuyor. Ama tasavvur etmiyorlar. İnsan bu kadar mı vurdumduymaz bu kadar mı neme lazımcı olur? En salih insanlarmış gibi bir de utanıp arlanmadan hayâsızca gülüyorlar. Anne, Karadenizde gemileri batmış gibi hep kara kara düşünüyorum. Bu düşüncelerim beni şirin uykulara hasret bırakıyor. Ağzımın tadı tuzu kaçmış, yeyip içtiğim her şey bana yavan geliyor. Hoşsohbet biri olmama rağmen ağzımı bıçak açmıyor. Asırlık bir çınar ağacının gölgesinde oturup serinlemeyi ve hayalini kurmayı çok özlemişim. Anne, Güvenebileceğim sıkıntı ve kederlerimi paylaşabileceğim dostlara hasretm. Ben niye böyleyim yoksa ben mi çok safım? Saflık, kötülük bilmemek değil mi? Saflık, islam dininin anafikri ve özeti değil mi? Saflık, dostları için şirin uykularından ferağet etmek değil mi? Saflık, sadace ve sadece Allah rızası için vermek, Allah rızası için almak değil mi? Saflık, dibinde taşları görünen berrak suların, şarıl şarıl akması deği mi? Saflık, hak ile batılı, güzel ile çirkini, iyi ile doğruyu, mahirce birbirinden ayırmak değil mi? Saflık, ya göründüğü gibi, ya da olduğu gibi görünmek değil mi? Saflık, bakmakla yükümlü olduklarının karınlarını helal lokmalarla doyurmak değil mi? Saflık dostlarına ve arkadaşlarına kadir kıymet vermek değil mi? Anne, Sen sağ iken, yaşanmışlıklarını anlatırken ben seni can kulağıyla dinlerdim. Senin de içten gülmelerini görmedim dersem yalan söylememiş olurum. Beni görmeden için için ağladığını bazen seyrederdim. Ben de çok üzülürdüm ama bir anlam veremezdim. Şimdi anlıyorum benim bu yaşadıklarımın benzerlerini sen de yaşamışsın. Ama şimdi keyfine diyecek yok. Zira cennette velilerle berabersin uzaktan da olsa peygamber efendimizin nur cemalini temaşa ediyorsundur. Riyadan, alavere dalaverelerden tamamen uzaksın. Rabbim sana yüzlerce kez binlece sana gani gani rahmet etsin. Anne, Senin hayalinle bile hasbihal ettiğimde, bedenimde yorgunluğun zerresi kalmıyor. Güvercin misali özgürce asumanda saatlerce uçasım geliyor. İşte bu yüzden seninle sık sık dertleşiyorum. Gidecek başka bir kapımda yok. Hakkını lütfen helal et! 02/ 04/ 2022 |