TUTSAKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın TUTSAK
* Muhasebe ve murakabinin binlerce şekli vardır. Yaşamın her bir alanına göre Onun bir murakabe ve muhasebe şekli vardır * Ayrıca her muhasebe ve murakabe halinin hal olarak da bir şekli vardır * Bütün âlemler uluhiyet makamı ile rabıtalı olarak devam etmekte ve ilemektedir * Bu alemde ve bundan sonraki bütün alemlerde de her murakabenin kendine has bir muhasebe şekli gözetim şekli bir rabıta şekli vardır (özü sorgulaması) vardır * Farkında olarak ve olmayarak Her insan bunu aslında ihtiyari ve ğayri ihtiyari yapmaktadır * Her düşünsel ve tefekkürsel aklın işleyişi ve aktivitelerinin tezahür ü çeşitleri vardır * Kimi konuşur kimi düşünür kimi çığlık çığlığa bağırışır kimi ağlar kimi sessizliğe bürünür * Ama bunların hepsinde de muhasebe vardır murakabe vardır rabıt vardır. Duygusal ve düşünsel ağlar ve yollar vardır * Rabıta deyince: Zabıta yaratıcı ile bağlantılı hareket anlamına gelmektedir * Sonuçta duvara ahşap zemine bir şeyi tutturduğunuz çiviye de raptiye diyorsunuz yani bağlama bağlayıcı * Aşkın haritasını kim çizebilmiş de ben çizeyim Çıkarsınız yola Gezer ve görürsünüz haritayı öğrenirsiniz İsterseniz buyurun beraber çıkalım * Eğer mana alemi gördüğünüz Evrendeki insanlık alemi gibi ise * Biz onun için de serseri dolaşan sokak çocukları gibiyiz * Halimizden : Biz utanalım utanmasına da Bize ihanet eden hainler de utansınlar Mustafa Çoban 19.04.1997 erbaa/Tokat Ana Karakterler: Aşkım bekadan gelen ağlamaların sesi Mustafa Çoban Kayıt Tarihi:3 Haziran 2022 Cuma 18:06:32 .
TUTSAK
Topraklar gibiyim Sahipsiz kalan Verimsiz çorak Taşlık kış dağım * Ağaçlar gibiyim Yere yıkılan Kıymetsiz sararır Dalım yaprağım * Yitirmeyip taze Yürek saklamak Karartmayıp yüzü Nur’la aklamak * Çalışıp Allah’tan Sonra beklemek Alıp hak etmemek En son durağım * Karışık aklım Bulanık kalbim Hakkın el verdiği Kula hayranım * Bu yolda aldanan Yıkılan çoktur Depreme uğradı Bu Gönül dağım * Bulmuşsa birisi Kılmıştır nasip Tövbenin iyisi Kötüsü olmaz * Halime tercüman Olmuyor dilim Ben nefsin elinde Esir tutsağım. * Acemi şairin Bozuk ayaklı Şiiri gibiyim sorma halimi * Başı sonu tutmaz Cümle gibiyim Felçlimi..? kanser mi Düşünsel ağım * Kıymayıp dostuna Nefse darılmak Şefkat’e eğilip Aşka sarıIrmak * İşimiz meydanda Boşa yorulmak Ruha çalım satan Nefse tutsağım * Susu ver bilmezsen Acıklı ağıtlarımı Ömrü ağlamakla Geçen ırmağım * Gerçeği anlayan Düşüp savrulmaz Aşar dağı taşı Yollarda kalmaz * Ağyarın diline İnanıp kanan Ömrü israf eden Sefil ahmağım * Amansız velvele Tüm yeryüzünde Can kurtarmak için Çırpınır alem * Mecnun leylasını Arayıp bulur Şirinsiz ferhat’ım Yarılmaz dağım * Kandili karardı Can evi zindan Akıl kaçıp gitmiş Rehberi pinhan * Solduran sevginin Açan gülünü Bir zalim elinde Böyle tutsağım * Uykulara yatıp Dalıp giderek Sandım ki varırım Böyle sinerek * Ben sana küskünüm Sanma düşkünüm Bîtab ve çaresiz Böyle tutsağım. * Gönül sarayımız Harabe bizim Tahtığında sultanı Hal etmiş nefsim * Çok üzgün canım Dokunma dostum Cehlime hükümlü Mahkum tutsağım * Gülmek güzelliği Seçmekle nasip Varmak kervanına Girmekle nasip * Atmak tutmak ile Zafer bulunmaz Harabenin düğünü Bayramı olmaz * Sahibi Can verip Ölen kısrağın Durumunda aklım Cehle tutsağım * Nigar’ı gönül’e Yüzsüz şu aklım Hüznü ile eğilir Yerlere alnım * Yalnızım dertliyim Yıkıldı canım Kadir’e uğrayan Esir tutsağım * Düşmanım da bende Dostum da bende Muhtaçlık varısa Nusha ve pende * Her kulun ahvali Kendi elinde Kul nankör olunca Hak cömert olsa * Halî hakka der ki Nefse tutsağım El medet elmedet Nefse tutsağım Mustafa Çoban 19.04.1997 |