YAYLAM
Taş boğazdan aşıp gelsem sana,
Huzur veren halinle baksan bana, Ağılındaki koyuna, boynundaki çana, Sende hasret kalmışsın yaylam. Akmaz olmuş çatal oluktan suyun, Dolmaz olmuş oluğundan güğüm Dolanmış hasretin olmuşsun düğüm, Öyle derinlere dalmışsın yaylam. Kürt taşına ne inen var, nede çıkan, Çıkıp dişe de yârin yoluna bakan, Ne türkü söyleyen var, nede ağıt yakan, Ayrılıktan nasibini almışsın yaylam. Erdoğşu bomboş kalmamış koyun, Kurumuş gözelerin azalmış suyun, Nerede o sırma saçların, selvi boyun, Yolun sonuna, gelmişsin yaylam. Çiçeklerin üzerinde ısırganlar bitmiş, Sevenlerin hepsi terk edip gitmiş, Bilmemki sana kimler beddua etmiş, Anladim ki çaresiz kalmışsın yaylam. Bostanların yıkılmış olmuş viran, Ne hatır soran var, nede gönül kiran, Nerede başındaki duman ile boran, Kışı görmeden bahara ermişsin yaylam. Şevki derki; Yanar sana yiğidin yüreği, Eğilse de asla bükülmez onun bileği, Tek başına çekersin bunca derdi çileyi Yalnızlığı sineye sarmışsın yaylam. 15.07.2020 Yeveli Mahallesi/Mesudiye/ORDU |