HUZUR...
Erken uyandırılırdık,
Tan vakti, ufuk kıpkızıl. Anaların dizlerinde yatardık. Traktör gürültülü amma vardı huzur Doğmadan güneş, Basmadan sarısıcak Bu mercimek yolunacak Toprak ateş gibi, amma vardı huzur. Elimizde peynirli dürüm. Sırımızda yeşil gocuk. Kuzuya gidilir Yorgun bacaklar amma vardı huzur Ağaçlarda kayısı Bağlarda firek, biber, hıyar Dilmit dilmit üzüm Uykusuz gözüm, amma vardı huzur Ayakta kara lastik Üste yün kazak Bağ yolmak yasak. Mero kızsa bağırsada vardı huzur. Elde bel kürek bağ sulardık. Üç beş genç bir olup kavak soyardık. Üç kuruş kazanıp, doyardık. Yorulurdu beden amma vardı huzur Teştilerle yoğrulurdu hamur. Tantırda mis kokardı ekmek Yaparlardı gelene soğanlamalı çörek Kollar yorgundu amma vardı huzur. Orak tırpan ekin biçilirdi. Ter akar, bir desti su içilirdi Harman da kelle saptan seçilirdi. Bel boyun ağrırdı amma vardı huzur. Görünce selam verilir, hal sorulurdu. İşin ucubdan hemen tutulurdu. Kabahat kusur çabuk unutulurdu. Dille kızarlardı amma vardı huzur. Garip Şenol "nerde o güzellikler? Şimdi bir rüya olmuş o gerçeklikler.. Yıkılmış o canım kerpiç evler.. Her şey var belki amma kalmadı huzur.. |