Hasret
Bir sevda ki bu iliklerimde yaşayan,
ansızın ve tehditkarca yoklayan. Gülüşün, bakışın ve misk tüten saçların, nefesimi ihanet ettirdi bir bakışın. Dokunamıyorum sana, sen olmadan. Hasret kelepçesi vurulmuş bileğime, Gönlümdeki ateşin korundan dövülmüş, Kurtulup gelemiyorum sana, sen gelmeden. Hasretin dumansız ateşi, kavurdu içimi. Ruhum bakışlarına öyle bir hapsolmuş ki; Özgürlük, senin bana dönen bakışlarında! Mutluluk, ancak ben özgürlüğü tadınca. Ne demişti bizim topal ihtiyar; başarırsan sokulmayı yârin bakışlarına, saklanmasını bileceksin, o tenhalarda. Müşkülüm, yetiş! Sensiz açan çiçeklerin Şems-i Ekber’e selam durduğu bu bağlarda. |