Şâz
kardeş halkların dillerinde şarkılar söylemenin yasaklandığı bir coğrafyada
yaşadın çocukluğunu gönlün bir alınganlık atölyesi gönlün bir bağışlama sayesi kuğular soluklanırdı, gönlünün kıyısında kuyuların kuytusunda, öğrenilmiş kırgınlıklara nöbet tutardın usanmaya da vaktin yoktu uslanmaya da bergüzar kıvançlar abit sırtına yük aşkın alınganlıklarından büyük öyle şaz hayaller kurardın yıllar geçti, aşklar, ahmet kaya, ütülü pantolonlar, hızlıca çay içtiğin kantin, şubatlar, bildiriler, sosyalist krallıklar, temmuzlar ve sair göğsünden haset doğurdu kardeşin, sana dair insan yapımı bir kuyunun (ilki gibi) proloter olmayan bir yusufu oldun kuyunun kuytusu aydınlığınla sermest göğsün koyusu renvak ertelere murabıt ve sen yusuf bir derviş dinginliğiyle suskun bu kuyu okulunda ümranlar kurguluyorsun ve ben suskunarak geldim sana gözlerimde ıslak bir tufan hikayesi... fm akaşa dergi mart 22 |