FısıltıGün açılmadan daha doğmadan yani Bir fısıltı kulağımda —Uyanmalısın Gözümün aralığından sızan huzme Aralık ayından kalma bir kapı gibi duruyor önümde Koyu kahve eşik rengiyle Gözlerini sevdiğim birini getiriyor dile İnanmayın kapı eşiği konuşmuyor Kulağımda bir fısıltı o anlatıyor Böyle böyle Diye Babamı severdim bir gözleri kahve diye Sonra sonbaharı çıplak Düşümü uyuyunca Cümleleri devrik halinde Öyle garip öyle gereksiz bilirim kendim de Yani ben olabildiğimce Sevemedim kendimi kendimce Uğraştım Net ve kesik değildi cümlelerim kıssadan hisseye Hayattan bir dönüm toprak satın alabilseydim eğer Gün açılmadan ekinlerim dolaşırdı elimde Ve bahçemde sırasıyla kahveye çalan meşe Diğerlerini bilmem sırasını belirleyemedim zihnimde Zihnimse hayatını parselliyor küçük sözcüklerle —Gün kendini ortalamadan uyan vurulmadan şafak çizgisine Şafaklar doğmaz aslında bil bunu böyle Ne çok konuşuyorsun be zihnim Bence geçmedi henüz gece |
Tebrikler saygılarımla.