YOL
YOL
Yusuf Yılmaz Her nedense Toprak ve çiçek kokusu vurdu burnuma! Her gün dört duvar arasında; Başını kah pamuklu yastıkta, Kah mutfaktaki leziz yemeklerde. Akşam perdeyi kapatırken, Sabah açarken, Hep aynı manzara... Cemre günleri yaklaşıyor İçim içime sığmıyor. Kendi kendime bir isyan çıkarıp Devrim mi yapmalıyım? Çocukken okuduğum O masal kitabına... Dağları evi, Taşları yastığı, Çimenleri yatağı, Bulutları yorganı, Pınarları durağı Ve her sabah Gökyüzünü maviye boyayan Çobana... Dönerli bir taş koltuğa oturup Mis gibi havayı teneffüs edemedik Koyunların melemesini dinleyemedik Köpeğin başını okşayamadik Kuşların kanat çırpışlarını seyre dalamadık Çoban kadar olamadık! |