YAŞANMIŞ BİR EVLİLİK HİKÂYESİ
’’Şair Evlenmesi’’ne, romanlara, öykülere konu olan evlilik hikâyesinin benzeri ya da bire bir aynısı yöremizde onlarca yaşanmıştır.
Evlilik evlenecek gelin adayının ya da damat adayının yanında anne babaların en büyük derdi olmuştur hep. Günümüz öncesi okul derdi yok, meslek derdi yok. Ya çiftçi olacak ya çoban ya da ikisi beraber. Başlık derdi yok. Çeyiz derdi yok. Bir kıl çul, bir yün yorgan yeterli. Bilinmezdi yok salon takımı, yok mutfak takımı. Bilinmezdi beyaz eşya, yok elektronik, yok kliması, yok arabası, arabanın markası, yok bankada hesabı, yok cebinde cüzdanı. Bir kep bir şalvardı hepsi. Başında kep varsa ya heriftir ya aday. Evlilikler akraba arası, olmadı aynı köy. Mecbur kalmadıkça hoş bakılmazdı uzaktan gelin almaya gelin vermeye. Kız 15’ine girmişse varsa aday hemen evlendirilirdi. 15 ilkokul bitirme yaşı. Geç gönderilirdi çocuk okula. Eli kalem tutsun, yürüyebilsin karda kışta okula. Tabi yoktu servisi. Yoktu sırtında montu, ayağında botu. Aday yoksa bir yıl iki yıl sorup soruşturulurdu aday. Yaş 20’yi geçmişse yüz karası. Adı çıkardı evde kalmış kıza. Erkeğin de aklı ermeden başı bağlanmalıydı. Ya aklını çelen olursa? Erkeğin de başı askere gitmeden bağlanırdı. Askerlik süresi kayıp. Bir de askerlik dönüşü ‘’Kız bulduk bulamadık’’ sürüncemesi işi yokuşa sürerdi. Oğlan dediğin saçına ak düşmeden evlendirilmeli yoksa o da evde kalır. Yeni evlenenler çoluk çocuğa karışana kadar damat baba evinde aynı çatı altında kalırdı. Usta çıraklık ilişkisi gelin pişerdi işe güce. Pişerdi yokluğa göğüs germeye. Erkek pişerdi işin erbabı olmaya. Vakti geldiğinde bir oda daha eklenirdi evin köşesine. Bir evlek bir havarlık, bir damızlık koyun kuzu. Ayrılırdı kaynayan tencere. Ayrılırdı evin kapısı. Evliğin temel derdi aday bulamamak. Dert üstüne dert. Öykümüzün kahramanın derdi katlamalı dert. Allah kıt vermiş boyu. Bulamazsa bir gelin kuruyacak soyu. Bütün sülale seferber. Kim mi bu? Adı üstünde Güççük Hacı. Haber salınmış çevre köylere, uzak diyarlara. Yörük diyarından haber gelmiş ‘’ Oğlunuz gelsin, kızımız görsün? Ya kız beğenmezse damat adayını? Çare bulunmuş hemen. Giydirilip kuşatılmış Keyvan Ahmat. Gelin taraf hemen beğenmiş bizim süslü damadı, vermişler kızı. ...... Gelin nerden bilsin tuzağa düşecek. Anlamış elbet tuzağa düştüğünü. Rıza göstermiş Güççük Hacı’ya eş olmaya. O da karışmış çoluk çocuğa. O da karışmış torun tombalağa. İbrahim ŞAHİN TEMSİLİ FOTO: Selefkos Haber |
Nolmuş öyle evlendilerse
Köy uzakta kız uzakta, hebersiz
Kimmiş kaderli kimmiş kadersiz
Çalış, didin alış ve öl sonunda
Üten yok, bu amansız oyunda
Evlilik dediğin dünyalık al ver işi
Alışverişin vaktinde olur işi
Her şeyden murad Hakkı bilmektir
Olana bitene güzelce sabır etmektir
Çok saygımla