Börekçi Baba
Havlamayı kes be Bobo, anladık burası senin sokağın. Ne zaman sesimi duyup beni görsen, hep aynı şeyi yapıyorsun pes yani. Bu sokağın vaz geçilmez Börekçi Babasını tanı artık. Sessiz olmayı öğren lütfen, sokak sakinlerini rahatsız ediyorsun. İstediğin peynirli börek olsun, vermezmiyim veririm yeter ki sus. Yahu o ne öyle hav hav hav, arada bi dur, nefes al yav. Bir bakıma havlaman benim için iyi olmuyorda değil hani. Sanki öğütlemişim de, ben gelince havla sayende böreklerimi satayım demişim gibi. Bakarmısın ! sokak sakinleri huu komşu Börekçi Baba geldi diye birbirilerini çağırarak uyarıyorlar. Görüyormusun hemencecik pencere ve kapılara üşüştüler. Sayende bu gidişle tüm börekleri satacak gibiyim.
- Lütfen havlamayı kesermisin Bobo. Şu sağımdaki konağın üst kat penceresinden seslenen hanım efendi ne istiyor anlayayım. -Yok, yok börek için havlamıyorum Börekçi Baba. Sokağın başında volan şapkalı adamı bakarmısın. Üç ayaklı sehpa üzerinde bulunan tahta kutuya tek gözünü dayamış bize bakıyor. Gidip o adama havlama mı, hırlamamı, dişlerimi gösterip korkutmamı istermisin ! -Sakın, yerinden kıpraşma Bobo. Gördüm o kutuya photograft makinesi deniyormuş. Önüne düşen, görüntü her ne ise aynısını, kutu içinde bulunan sıvıya yatırdığı ipek kağıda düşürüyormuş, öyle dediler. İnsanlar yılar sonra bakıp bakıp, o günlerini anımsayıp mutlu olsunlar diye icat etmişler. - Bobo, volan şapkalı adam galiba görüntümüzü kutusunun içine aldı. Sanırım birazdan kağıt üzerine düşürecek. Sakın havlayayım deme, gidip o adamdan fotograftımızı isteyeyim. - Yani, yıllar sonra bu sokağın sakinleri ve bizi olduğu gibi mi görecekler Börekçi Baba ! Evet Bobo lütfen sakin ol, şimdi hayal dünyamdayım. O fotograft da sende olacaksın ama sesin olmayacak Bobo. ............... Milenyum çağında dört nüfuslu genç bir aile, çocuklarını aralarına almış, albümünde bulunan Börekçi Dedelerinin börek satarken çektirdiği sararmış fotografı seyrediyorlardı. Gaipten bir ses sanki onlar ile konuşuyordu. ...,........... - Bobo haydi, selamlıyalım bizi seyreden torunum, hanımı ve çocuklarını. - Bobo sakın havlayayım deme lütfen, yıllar sonra gördüğüm torunlarımla konuşmama müsade et. - Torunlarım, baktığınız fotoğraft da gülümseyen gözlerimin içine iyi bakın. O volan sapkalı adam, sizin foto yahut paparazi dediğiniz sokak fotoğraftçısı. İyi ki haberimiz olmadan üç bacaklı sehpa üzerinde bulunan takoz makinasıyla, kağıt üzerine doğal halimizi düşürmüş. Onun sayesinde yarım asır geride kalan sokağımızı, beni ve bedavacı Bobo’yu tanımış oldunuz. ............... Sus havlama Bobo, burası Üsküdar, kağıt penceremizden bizi seyredenler yabancı değiller, onlar torunum hanımı ve çocukları. ........... , Hey, evlatlarım bendeniz Börekçi Dedeniz . Sırtımda taşıdığım börek sandığımdan, size sıcacık böreğimden versem yermiydiniz der gib bakıyordu. mcicek 100219 |