GECEDEN YANSIYANLARYaşlı bir baykuş ile geceyi bitirdik Ceplerimde birkaç kaymış yıldız kırıntısı Bozuntuya vermeden yürüyorum Denizli’nin bilinmedik bir caddesinden sabahın ilk ışığına doğru İçimde yaşanmışlıkların varoşluğu susuşlarımın sarhoşluğu ayaklarım dolanıyor yokluğuna Kaldırım taşları sökülmüş o virane şekerci durağından tekstil işçileri işe yetişmeye çalışıyor ben ise hep sana geç kalıyorum Bozuk paralarımın yettiği bir simit mutluluğu var yüreğimde Hani adında deniz olup içinde martı olmayan şehirde simidimi martılarla değil kahrolası bir sessizlikle paylaşıyorum Sabahın körüne çay demleyip sonra çökmesini bekliyor şehir Çayı sensiz içmeyi öğrenmekle şekersiz içmeyi alışmak arasında ki o çelişki bile o garip duygu bile yokluğun kadar saçma değil artık Eriyor içim çayımın şekeri misali yoklukların asgarisini yaşamaktan yoruldum geçim derdi gibi kavuşma ihtimallerin ince hesaplarını yapıyor beynimin her bir bölümü kalbime inat Lakin sana kavuşmanın matematiğinde böyle bir tasarrufum hiç olmadı bir kaç sensiz soğuk gece dışında İşsizlik ile sensizlik arasında ki farkı nasıl anlatırım içimdeki o fakire Ama Düzelecek herşey yollar zamlar geçim derdi işte içimde ki kutsal fakir vatandaş umuduna senide ekleyeli birkaç yıl oldu Hani demek istediğim geçim derdi kadar gerçeksin ey benim sevdam ey benim bekleyişlerim Artık mektup yok postacı yok yaşama bağımız birkaç cevapsız çağrıya kaldı ben o şehrin içinde ki bakteriyim der gibi Maskesiz yürüyorum evimin yoluna az kaldı ölüme bulaşıcı her mutsuzluk aşılı içimde Varınca ne olacak evime soğuk bir yatak dışında Uyumak çalım atmanın en kolay yolu acılara Sonra uyanırım acıkmışlığa gerçekliğe Ha yemek ısmarlayacak birkaç gerçek dost biriktirmişliğim var akşama Hem baykuşta beni bekler Ne kaldı ki geceye |