Adı konulmamış yarın
Uçsuz bucaksız ve yönsüz
Akıp giden bulanık nehirler Adı konulmamış yarınlar Sırada bekleyen duraklar Geceye benzeyen sessiz Dilsiz yorgun düşler Sonbaharda dalında kuruyup Tek tek dökülen yaprak Ruhumun Köhne köşkünde Gri ve yağmur yüklü bulutlar Çiseliyor yavaş yavaş Camı kırk pencereme Sızlıyor sol yanım inceden inceye Gittikçe derine dalarak Kemik iliğinde hisseder ölçüde Uykularımın katili sarmaşık gibi İnatçı ben koparttıkça Yeniden filizlenen hüzünler |