Namaz
Vuslat vakti gelince Hünkar’ın huzuruna;
Abdest ile nurlanıp, beş vakitte gidilir; Tazim ile önünde önce kıyam ederek; Cihetsiz, vasıtasız arz-ı endam edilir. Rüku ile şenlenen muhabbetin devamı; Secde ile zirvede görülür insicamı; Beden ile, ruh ile ibadetin tamamı; Namaz ile hülasa etti diye bilinir. Oturunca miraca yönelen gönüllere; Zikrullah nağmesiyle fısıldayan dillere; Habibullah vasfına sembol olan güllere; Meleklerle beraber Haktan selam verilir. Yürekler mi dayanır böyle büyük sevince; Yetmişbin perde geçer bir cezbeye gelince; Nazargah-ı ilahi tecelligah edince; Kıbletullah Kabe’den Arş’a sancak serilir. Seher vakti kalkarak abdestini alırsan; Allah’a yönelerek bir de namaz kılarsan; Nefis ile şeytanı boynu bükük salarsan; Cennetin Gülşeninde çok çiçekler belirir. Gözümüzün nurudur, dinimizin direği; Ahsen-i takvim olan insanlığın gereği; Hakkıyla ihya eden ikindiyi, öğleyi; Mahkeme-i Kübra’da cennet ehli bilinir. Bu muhteşem amelin akşam, yatsı hitamı; Beşerin dünyadaki en karlı imtihanı; Dağlar kadar günahı affeder Hanlar Hanı; Takip eden günlere aklanarak girilir. Osman Bölükbaşı Dara |