ŞİRAZE-110
Rüzgar sesi
Islık çalar dışarıda Yüce dağlar giymiş gelinliğini Ne yapsam sönmüyor Bu gönlüm harda Yaprağı dağılmış Şirazeler var Tuna suskun Tuna sessiz Tuna soğuk, Tuna buz Ey Şiraze Kaç yıl geçti bilirmisin Uykusuz Ben İstanbul, Viyana arası Mekik dokurken Seni ve aşkımı Soran olmadı Yokluğun kusursuz Eğri bir hançer Böğrüme, böğrüme Saplanır durur Şiraze yokluğun, yetti bu cana Ben benden geçmişim, daha ne deyim Yakındır vedamız, bu koca hana Mevla’m izin versin, ben de gideyim Bilirsin Akşam üstlerini Gün batımlarını sevmem ben Çünkü Yuvaya dönüştür Gün batımları Yine de Tam saatinde giderim evime Acaba Döner mi Kapımı çalar mı diye Ayak sesleri yavaş yavaş Kaybulurken cadde de Hüzün, hazan kokan Geceler başlamıştır Hepimiz için Bitmeyen Bu kor gecelerin Uykusuz sabahında Bitkin bir beden Uykusuz bir göz Ve Kırık bir umut kalır geriye Şiraze bu kaçış, niyedir niye Sen diye böldüm ben, kalbi ikiye Ölmeden bir daha, göreyim diye Dilim döndüğünce, dua edeyim Ey tüm zamanlarımın Eşsiz güzeli Yeter ki sen yanımda ol Şiraze Aşkın da kabulümdür Özlemlerin de Bir tek Sana yandı bu yürek Bak dudağım adın anar Gülümseyerek Sana şiirler yazdım Yazmaya devam edeceğim Şiraze Asırlar sonra bile Sana Şairin sevgilisi diyecekler Bu şiirleri Şirazeye yazmış diyecekler Sen ve ben Biz hayatta olmasak ta Sen Yüreğimde bir yangın Olarak kalacaksın "YÂR" diye Derler ki uzaktan, dönmezmiş giden Bilmem ki acıyı, taşır mı beden Senden başkasını, sevemem ki ben Yok ki başka biri, ömrüm adayım Sadık DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ NOT : Bu şiir tarzı bana ait olup adı, "harmanlama" Şiirdir. Serbest ve hecenin karışımı yani harmanlanmasıdır. |
Şiirlerin ustasını okumanın keyfiyle ayakta alkışlıyorum
Emeğine sağlık hocam
____________________________________Selamlar saygılar