EFSUNİ BAKIŞLARIN
Bu gece,
Siyah bulutlara üfledim içimde biriken çığlıkları. Mor sümbüllerin toprak anasını gören canımla Aramızdaki mesafeleri yürekçe kısaltarak Ruhumda sakladım seni... Her adımım da bana ışık oldun Güneşin ışınlarını, gözlerimden gözlerine Yalınayak düşlerle Ruhuma esrarengiz bir şekilde kondurdun. O günden sonra, Hırçın ve bir o kadar da hoyrattı gecelerim. Seni düşünürken, gözlerim birden doluveriyor Yutkunamaz hale geliyordum. Kapalı kapılar ardında Sevginin hükmünü giymiştim. Aklımdan çıkmıyordun İçim şiddetle kanıyordu Gözyaşlarım durmadan akıyordu Rüzgârın iflahı kesilmiş Kalemimin ucu da yazmaz olmuştu. Kahrolsun bu dünya Batsın bu düzen diye haykırmıştım evrene. Soğuk yağmurların dingin sularında Kırgın ümitler taşımışken insanlık Yaşanan onca çilenin yoksulluğunda Yılgın ruhları hissetmişti bedenler. Bakışlarımın içinden geçen her duada İrkilmişti bedenim, kısılmıştı içimdeki ses Kırmızının rengini, yeşile Siyahın rengini, beyaza boyamış Gecelerin kurbanı olmadan vazgeçmeyi bilmiş Kapanan kapılar ardında Yıkılmadan ayakta durmayı başarabilmiştim. Ne gariptir ki, Hasretin vurucu kelimeleri üstüme yapışmıştı Uçurumun derinliklerinde çırpınan kelebekler Karanlığın iç renginde kaybolmuştu... Bir yıldızı anlatıyordu efsuni bakışların Sensizliğin kumsalında Coşkun suların etrafından çıka gelmiştim Şaşkın, bir o kadar da masum gözlerim vardı Utandım zamandan Ve efsuni bakışlarından hiç kaçamadım. Mehmet Öksüz |