Bir garip yaşamak bugün günlerdenBir garip yaşamak bugün günlerden Apartman civcivi gibi beklerim seni Sevgili ilhamım gel yemle beni Üüürrüürüüürürüüüüüü Rüzgar mı esiyor yağmur mu yağıyor dışarıda Benim kümesim apartmanım korur beni İlham gönder kılavyeme gel yemle beni Horoz gibi ötem tavuk gibi gıdaklayam Gıt gıt gıdak gıt gıt gıdak.. Sansarlar baksın pencereden kıprış kıprış kirpikleri Tilkiler esnesin beklesin apartman kapısının önünde Uçan arabam var benim uçan halı gibi hem Uçarım giderim yakalayamaz beni Ya aslanlar kurtlar tilkiler ayılar da kanat takarsa Eyvah eyvah Sakarya Nil Tuna fabrikalar zehrini Bir at başı gibi Asyadan Akdenize uzanan bu apartmana akıtmışlar Temizlerim tabii... Çatı akarsa salma salarız toplarız mangır Çağırırız ustasını yaptırırız, iş güvenliğine dikkat ederiz tabii Bir garip gecedir bugün günlerden Not: Yalan olmasın, uçan arabam yok. Sizin va mı? Aslında olan biten şudur ki; çocukluk arkadaşları bu çağdan önce birbirilerini mezara gömüyorlardı veya yakıyorlardı işte, defnediyordular özetle, dinistlerin görevi zaten pamuk tıkamak... Siz pamuk tıkattırmayın yaktırın kendinizi.. Bu çağın en büyük sorunu çocukluk arkadaşlarının birbirlerinin ölümünden bile git gide haber alamadıkları gerçeği. Bu çağ bunalım, bu çağ bulanık ve yalnızlık... Hani derler ya, biz 40 kişiyiz kırkımız da birbirimizi biliriz derler ya eskiler, artık bu söz geçersiz apartmanlarda. Haberlerde kimi denk gelirsiniz; apartmandan gelen pis konu nedeniyle itfaiye veya polisi arayan ağartman sakinleri, polislerin çilingir marifetiyle açtıkları daire kapısından sonra, komşularının ölüsünü görmesi ve öleli de 10 günü geçmesidir ki pis kokunun nedeni, gerçekler bunlar efendim. Bizler son kuşaklarıyız, toprak kokuşlu ellerin, nasırlı ellerin son sevdiği başlardır başlarımız, son saçlardır okşadıkları saçlarımız. Kaldıysa da daha kalmıştır elbet kıyıda köşede, onlar azınlık artık.. Zaten vatan toprakları satılmaya başladı şirketlere, kendi toprağında, köyünde köleleştirilecek insanlar, demedi deme ... Şu 68 kuşağı kadar dışa bağımlı abd çin rus arap kırması kuşak görmedim ben.. Siz gördünüz mü.. ? Kızmayın hemen bizler de internet kırmasıyız sonuçta... Belki de yedi kıta kırması.. Uleyn Avusturalya nire, bir haber çıkır, benim zihnim karışır, cebim fakirleşir, ta nerde bir virüs peydah olur, ben ölürüm yav.. Bunların hepsi yeni dönemin ayak sesleri.. İnsanları köleleştirmek için bahane lazım biraz da... Siyasetçilerimiz, devletimiz eski kuşak devlet, eski kuşak şikayetçi... Basmir kafaları doğruya doğru de.. Biraz da kızdıram mı sizi... Yok kızmayın, bu çağ bizi aştı gider.. Atatürk’ü yeniden diriltmemiz artık mecburiyet... Tek çimentosu odur bu coğrafyanın... İstediğin kadar inkar et, değiştiremezsin gerçeği. Haber Manşet: Türkiye’de en zengin yüzde 10, tüm gelirin yüzde 54 ünü alayor... Hadi bu haberin analizini yapın bana... Khkları çıkaranlar, Eytlileri süründürünler, toprak satanlar, özelleştirme adıyla Cumhuriyetin tüm kazanımları satanlar bu zenginler ve zenginlere yalaklık yapan siyasetçilerimiz.. Maalesef gerçek bu.. Hani yukarıda demiştim ya, rus abd çin arap kırmaları deyü... Fikirleri devşirilmiş, bizim mi? Biz de bu devşirilenler tarafından devşirilmeye çalışıldık, uçundan yırttık, pek de uçundan sayılmaz aslında dik vaziyette toprağa gömülmüşüz de kafamız dışarıda kalmış, salmışlar akrepleri, fareleri, tilki, kunduz, kuduz kurtları, sokak köpeklerini...Parçalıyorlar kafamızı... Vaziyet böyle... Habercilik de şekil değiştirdi, kimi fenomen denilen arkadaşlar röportaj yapıyor... Eski kuşak bir dayı, hık mık iktidar savunuyor... Tam bir kara cahil... Bir ara telefonu çıkart cebinden gibi bir şey diyor yeni nesillere, en korktuğumu görüyorum ekranda, yeni nesil sinirleniyor, dayının ağzına telefonu sokmaya çalışıyor, çevredekiler röportajı yapan hemen müdahale ediyor amma. Hadi bu olayın analizini yapın bana... Hazreti analiz severiz ne de olsa... Gençleri bunaldı, orta kuşaklar çıldırma makamına ayak basmaya başladı.. Hep neyin yüzünden? Siz verin cevabını.. Hani ben sizlere hep kuşaklardan bahsederim ya, Y derim kendime, Z’ler, Bb’ler, Sessiz kuşaklar vb son kuşağın ismine ne kadar Alfa kuşağı deseler de yani şu son yıllarda doğanlara.. Aslında onlar Alfa mı düşünmek icap ediyor, onlar Düğme Kuşağı bence. Evet evet, hani çağları ayırıyor ya tarih bilimi, Taş devri deyor, Yontma Taş Devri deyor ya, Orta Çağ, Yeni- Yakın Çağ vb vs, Ha işte öyle, bu kuşaklar Düğme Kuşağı efendim, İnsanların kullandıkları alet ve edavatlar belirliyor çağları, lakin ben hiç duymadım motor çağı diye bir çağ, siz duydunuz mu? Ha işte, bizler bir kaç kuşak Düğme Kuşağıyız efendim, radyo düğmesi çevirenleri de alalım aramıza, basıyoruz düğmeye ışık yanayoru, hatta; ... Olmuyor ama, aslında son iki kuşak Kablosuz Bağlantı Kuşağı olmalı.. Bazı musluklar var ya, musluk başı bile yoğ yav, elinizi yakınlaştırınca su akayor yav.. Nereye kada gidecek bu kolaylıklar.. Kolaylıklar Kuşağı mı desek yoksa bir kaç kuşağı bir araya getirip... Bu yıldan iki 3 yıl önce 3 g yazıcılardan bahsetmiştim, hiç kullanan var mı efendim bu yazıyı okuyanlar arasında. Üç boyutlu üretim yapan yazıcılar. Yine bu aralar şu kablosuz süpürgeler moda olmuş efendim, daha doğrusu son 5-6 yıldır, artık yeni nesiller evi silip süpürmeye de üşeneyor, makine kendi başına yapıyor toz alma işini.. Sonra evin sakinleri düşünüyor süpürgenin içinden çıkan kirleri tozları görünce, ya hu biz bu kadar kirli bir evde mi yaşıyorduk deyü.. Konu konuyu açtı şiirimsiye devam edelim... Bir garip gecedir bugün günlerden Gece gün müdür, gün gece midir Kafam karıştı.. Turuncu kar yağsın istiyorum ben artık Olmadı yeşil kar.. Kırmızı kar olmasın Kar yağsın ama soğuk olmasın isterim Kan rengini seveydim sağlık okurdum veteriner olurdum ben Yeşil kar yağsın, kara kan yağmasın efendim Apartman çatılarına artık uçan araba garajları yapılsın hem Madem uçan araba geleyor ne diye yollara masraf edeyok Abanalım uçan teknolojilere Bırakalım gari, tekerlekli teknolojileri olma mı. Çağlara geri dönem Kılıç Ok Çağı, Tekerlek Çağı, Barut Çağı, Kağıt Çağı, Motor Çağı ve Kablosuz Çağ. Efendim bizler Çizgi Film Kuşağıyız kafanız karışmasın emi.. Bir fare miyav der, bir kedi kükrer Gölgelerin Gücü adına der Keloğlanla kovalarız gargaları... Ya tutarsa göl maya işte... Ölme eşşem ölme... Tusubasa vurdu mu topa doksandan yani.. Y...’den. |
masalsı acılarımız
Geçen bir kuruyemişçi dükkanına girdim.-elimde iki küçük kağıt para iki üç kişi var sıradayım- bir amca da bekliyor- 74-75 yaşlarında- raflara göz gezdiriyor- sonra bana döndü...
- vay maşallah her şey var
ben de espri babında güldüm dedim ki - her şey var amca para yok- bir hiddetle bana yöneldi - elimdeki paraya dokunarak...
- aha para var ya para
ekledi raflara bakarak
- yarın kılıçdaroğlu gelecek bu raflarda bir şey kalmayacak
gülsem mi ağlasam mı bilemedim
bilincimizin nasıl sömürüldüğü esir alındığıydı
nasıl uyutulduğumuz başka nasıl gelir dile bilmem
saygılar...