035. FİLOZOF NOHUTÇU - BAKIVER GARİ

035. Filozof Nohutçu’ya Mehmet Ali GÜLEL, “Çok bağıranlar, çok mu bilmiş oluyor?” diye soruyor. Filozof Nohutçu, cevabı şiirle veriyor.

BAKIVER GARİ

Mehmet Ali GÜLEL, gözlüğü çıkar;
Şöyle dört bir yana bakıver gari...
Curcuna çok yüksek temeli söker
Oynanan oyunu çakıver gari...

Gezelim seninle Çal Pazarını,
Patlatan çok fazla kulak zarını,
Yüklemiş kediye malın karını
Çal Gaymalarını döküver gari...

Hıyar var, Hollanda usulü uzun,
Yüzü çoktan solmuş astarda bezin,
Eşeğin gölgede - kurudur tuzun
Hoplayıp zıplayıp sekiver gari...

Arpaya gel, bibere gel vatandaş!
Alanın elinde kalıyor kardeş,
Armuda bak sanki armut sanki taş
Kulağını yavaş büküver gari...

Dolgunsa başaklar başını eğer,
İçi boşsa başı buluda değer,
Yan gelip yatma gün harcıyla doğar
Hayde ülen deyip çıkıver gari...

Devrildi teneke çok yüksek sesi,
Dökülen yok - boşa aldık hevesi,
Nohut kadar beyni devdir cüssesi
Manayı ters yana çekiver gari...

Domates patlıcan bağırır satan,
Müşteri topluyor palavra atan,
Pekmeze bir avuç çürük tuz katan
Görünce bayrağı dikiver gari...

Sarraflar dükkanda sessiz mi sessiz,
Vitrinden bakıyor birazcık hissiz,
Bağırmaz sanırsın sanki nefessiz
Bir yandan bir yana akıver gari...

Alırken kürekle her şeyi zinde,
Vermeyi hiç sevmez zaten izinde,
Beş on ağrısı var başla dizinde
Gaz salmış azıcık kokuver gari...

Utanmaz bilene gider danışır,
Alim insan tane tane konuşur,
Cahilin her sözü zulme dönüşür
Kulağına tıkaç takıver gari...

Ressam Halil, ezber bozar yazınca,
Filozof Nohutçu görür sezince,
Aslında bu sohbet sürer uzunca
Kin ile nefreti söküver gari...

Halil GÜLEL
Leverkursen / 07.10.2017

Resim Halil GÜLEL, A 4 Boyutunda, Karton, Siyah tükenmez kalem, 1984