FECİR DEVLETİ YENİDEN 2 Gel çağır Fecir Devletini yeniden Ey Söz UstasıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şair, yazar ve siyasetçi Ahmet Sezai Karakoç’un hayatını kaybettiği öğrenildi.
2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü’ne değer görülen Karakoç, 88 yaşındaydı. Karakoç, Cemal Süreya ile üniversiteden bu yana sınıf arkadaşıydılar. Malumatfuruş’un aktardığına göre Karakoç’un ünlü şiiri Mona Rosa şöyle ortaya çıkıyor: Sınıflarında Muazzez Akkaya isminde bir kız var… İki arkadaş da Muazzez Akkaya’ya aşıklar… Sınıfta gün boyu, Muazzez’e duydukları sevgiyi anlatan şiirlerini birbirlerine okuyorlar… Zamanla iki genç şairin; sınıf arkadaşları Muazzez’e duydukları aşk kızışıyor ve iki genç “kim Muazzez’le çıkacak?..” diye bir iddiaya tutuşuyorlar… İddiaya göre, kaybeden taraf büyük bir bedel ödemeye razı oluyor… Bu bedel, ikisine de bedensel ve fiziksel bir zararı dokunmayacak, ancak ömür boyu üzerlerinde kalacak bir bedel olacak… İddiayı Cemal Süreyya kazanır ve kızla çıkarsa; Sezai Karakoç’un ismi Sezai Karkoç olarak değişecek… Kızla Sezai Karakoç çıkacak olursa, Cemal Süreyya’nın ismi, Cemal Süreya olarak değişecek… İddiayı Sezai Karakoç kazanıyor… Cemal Süreyya’nın soyadındaki y’lerden biri atılıyor… Muazzez Hanım, Karakoç’un bir iddia nedeniyle kendisi ile çıktığını öğrenir ve başka sorunlarının da etkisiyle okulu bırakır, memleketine; Yani Sakarya’nın Geyve ilçesine geri döner. Bu durum Karakoç’u o kadar üzer ki Muazzez Hanım’a ithaf ettiği ve en bilinen akrostiş şiirlerden olan “Mona Rosa“yı yazar. Mona Roza şiiri şöyle: Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyvenin gülleri ve beyaz yatak Kanadi kirik kus merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller, ak güller Ulur aya karsi kirli çakallar Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga Mona Roza, bugün bende bir hal var Yagmur igri igri düser topraga Ulur aya karsi kirli çakallar Açma pencereni perdeleri çek Mona Roza seni görmemeliyim Bir bakisin ölmem için yetecek Anla Mona Roza, ben bir deliyim Acma pencereni perdeleri çek.. Zeytin agaçlari sögüt gölgesi Bende çikar günes aydinliga Bir nisan yüzügü, bir kapi sesi Seni hatirlatiyor her zaman bana Zeytin agaclari, sögüt gölgesi Zambaklar en issiz yerlerde açar Ve vardir her vahsi çiçekte gurur Bir mumun ardinda bekleyen rüzgar Isiksiz ruhumu sallar da durur Zambaklar en issiz yerlerde acar Ellerin ellerin ve parmaklarin Bir nar çiçegini eziyor gibi Ellerinden belli oluyor bir kadin Denizin dibinde geziyor gibi Ellerin ellerin ve parmaklarin Zaman ne de cabuk geciyor Mona Saat onikidir söndü lambalar Uyu da turnalar girsin rüyana Bakma tuhaf tuhaf göge bu kadar Zaman ne de çabuk geciyor Mona Aksamlari gelir incir kuslari Konar bahcenin incirlerine Kiminin rengi ak, kimisi sari Ahhh! beni vursalar bir kus yerine Aksamlari gelir incir kuslari Ki ben Mona Roza bulurum seni Incir kuslarinin bakislarinda Hayatla doldurur bu bos yelkeni O masum bakislar su kenarinda Ki ben Mona Roza bulurum seni Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza Henuz dinlemedin benden türküler Benim askim sigmaz öyle her saza En güzel sarkiyi bir kursun söyler Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza Artik inan bana muhacir kizi Dinle ve kabul et itirafimi Bir soguk, bir garip, bir mavi sizi Alev alev sardi her tarafimi Artik inan bana muhacir kizi Yagmurlardan sonra büyürmüs basak Meyvalar sabirla olgunlasirmis Birgün gözlerimin ta içine bak Anlarsin ölüler niçin yasarmis Yagmulardan sonra büyürmüs basak Altin bilezikler o kokulu ten Cevap versin bu kanli kus tüyüne Bir tüy ki can verir bir gülümsesen Bir tüy ki kapali gece güne Altin bilezikler o kokulu ten Mona Roza siyah güller, ak güller Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak Kanadi kirik kus merhamet ister Aaahhh! senin yüzünden kana batacak! Mona Roza siyah güller, ak güller SEZAİ KARAKOÇ KİMDİR Şair, yazar ve düşünür olan Sezai Karakoç, 22 Ocak 1933 tarihinde Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde dünyaya geldi. Babası Yasin Bey, Birinci Dünya Savaşı sırasında Kafkas cephesinde çarpışırken Ruslara esir düşmüş olan orta hâlli bir tüccardı. Dedesi olan Hüseyin Bey de Plevne Savaşına katılmış, Gazi Osman Paşa’nın takdirini kazanmış bir kişi. Sezai Karakoç’un çocukluğu Ergani, Maden ve Piran’da geçti. 1938 yılında İlkokula Ergani’de okudu. Ortaokulu ise Maraş’ta yatılı olarak okudu. 1947 yılında Gaziantep’te, yine yatılı olarak, lise öğrenimine başladı ve 1950 yılında mezun oldu. Aynı yıl, bünyesinde parasız yatılı kısmı bulunan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesine sınavla girdi. Bu okulun Maliye Bölümünden 1955 yılında, bir yıl gecikmeyle mezun oldu. İlkokul, ortaokul ve lise yıllarında okulun en dikkat çeken öğrencisi olan Karakoç, Battal Gazi kitaplarını, Ahmediye ve Muhammediyeleri okuyarak, dinleyerek büyüdü. Namık Kemal, Ziya Paşa, Tevfik Fikret, Ziya Gökalp, okuduğu, bildiği yazarlar arasındadır. Üniversite öğrenimine başladığında Doğu ve Batı klâsiklerinin çoğunu okumuştu. Üniversiteden sonra felsefe öğrenimi görmek istedi sonrasında ilâhiyat okumak istedi. Ancak bu iki okulda öğrenim görmesi mümkün olmadı. Sezai Karakoç Siyasal Bilgiler Fakültesi sınavlarına girdi, sonuçları beklemek için İstanbul’a, Necip Fazıl’la tanışmaya gitti. Büyük Doğu’yla ise ortaokul yıllarında tanışmıştı. Ortaokul ve lise yıllarında tutkulu bir Büyük Doğu okuyucusu oldu. 1950’li yıllarda bizzat tanıştığı Necip Fazıl’dan bir daha ömrü boyunca ayrılmadı. 1 Temmuz 1960-30 Aralık 1961 tarihleri arasında askerlik görevini Ankara ve Ağrı’da (Karaköse) tamamladı. Sezai Karakoç, Ankara Piyade Okulunda altı ay yedek subay öğrenciliği yaptıktan sonra Ağrı’ya tayin edildi; Ağrı’da da altı ay asteğmen, altı ay da teğmen olarak görev yaptı. Askerlik dönüşü memuriyete devam etti. Edebiyat çalışmalarına daha çok vakit ayırabilmek için 21 Haziran 1965 tarihinde resmî görevinden istifa etti; fakat altı yıl sonra, 1971 yılında tekrar bakanlıktaki görevine döndü ve gelirler kontrolörü oldu. Daha sonra Gelirler Genel Müdürlüğü İdari Davalar Müşavirliği görevini yürüttü. Ne ki aynı gerekçeyle 1973 yılında resmî görevinden tekrar istifa etti. Bu tarihten itibaren herhangi bir resmî görev almadı. 26 Mart 1990’da şiir ve yazılarında, dergilerinde, kitaplarında ortaya koyduğu dünyayı gerçekleştirmek için Diriliş Partisini kurdu. Yedi yıl bu partinin genel başkanlığı görevini yürüttü. Diriliş Partisi, 19 Mart 1997’de siyasi partiler kanunu gereğince, Türkiye’deki il sayısının yarısında şubelerini açmadığı ve üst üste iki seçime katılmadığı gerekçesiyle kapatıldı. Odatv.com FECİR DEVLETİ YENİDEN 2 -Üstad Sezai Karakoç’ ithaf edilmiştir - Gel çağır Fecir Devletini yeniden Ey Söz Ustası Şeyh Galip’tir yoğuran eski zaman rüzgarını Yahya Kemal bu eski çağın yeni sözcüsü Geldi ve yeniden seslendirdi o eski rüya saltanatını Küllerinden yeniden doğan Anka Yeni bir yoruma kavuşturdu kuğunun son şarkısını Baki sedasını Fuzuli şarkısını Nefi nefesini yeniden üfleyerek çağın ruhuna Necati bu kelimelerden şarkılar besteledi döne döne Horozlar öttü yeni bir makamda Saraylar yeniden yapıldı baştan ayağa İsa soluğuyla dirildi ölü mimari Yıkılsın yıkılsın artık köhne Roma Aşkla yapılsın yeni kentin sarayları Aşktır onarır insanı ve kenti yeniden Horozlar öttü öttü durmadı İhanetin kılıcı gizlice gizlice çekildi İşçiler yeniden bilendi bilendi bilendi Gün geldi İsa’ya yöneldi İsa’ya yöneldi İman varsa imkan vardır dendi İman varsa imkan vardır O’na ilk iman eden Ebu Bekir’di Onun havarileri kimlerdi Ali Osman Ömer Hiçbiri ihanet etmedi Hiçbiri ihanet etmedi AHMET KEMAL |
tebrikler
selam ve sevgiler