HAYDARPAŞADAN GEÇTİM
HAYDARPAŞADAN GEÇTİM
Yusuf Yılmaz Mavi bir deniz, Serin serin esen rüzgar, Sabah güneşinin altın ışıkları, Dürbünün tersiyle bakıldığında Karınca yuvasını andıran Kadıköy iskelesi Ve Haydarpaşa: Küçük bir dağ gibi karşımda! Bir biriyle yarışan vapurlar, Martıların çığlık çığlıya kanat çırpışları, Acemi askerlerin türkü yaktığı Kurt başı gibi boğaza doğru uzanan Haydarpaşa garı, Duvarında canlı tablolar Ve her an kalkacakmış gibi duran tren! Selvi ağaçlarının gölgeleri. Ayın hilal halini andıran Haydarpaşa camii. Mermer merdivenler; Yan yana, iki tarafta, bir birinin ikizi. İnsanın ruhunu okşayan Su sesi; Allı, püsküllü, sarı sarı çiçekler, Gök kubbede asılı duran güneş gibi avize, Harika işlemeli mihrap, minber Ve ay yıldız süslemeli kürsü! Madde ile manayı birleştiren Zarif, görkemli, Muhteşem bir eser. Taşı toprağı altın diyerek gelenlerin son durağı. Asker ocağından dönenlerin, Gururla vagonlardan el salladığı, Anadolu İstanbul arasının gönül bağı, Gurbet kuşlarının uykusuz kaldığı yer. Marmara denizinin kucağında Şanlı Haydarpaşa! |
Tebrik ediyorum.
Kaleminize, gönlünüze sağlık.
Esen kalın.