GÜZ GÜLLERİ
Hüzün düğümlenir yanaklarına,
Kırağı hançer saplar kalbine, Söz kör olur, çıkmaz dudağından, Sevgiyi sadece gözlerin anlatır, Gözyaşların hüznü hatırlatır, Sevgi bozar, bu hüzünlü ruhunu, Alır götürür kör düğümlü ahını. Güneşin sevgi dolu bakışıyla Yüzünde anlık güller açar, Mutluluktan havalara uçar, Rüzgâr asık suratını yumuşatır, Vücudunu bir sevgi yumağı kuşatır. Boynu bükük güz gülleri, Bir ağlar, bir güler, İlkbaharı, yazı göremez, Araya karakış girer, Cemreyi göremez, Araya Karlıdağlar girer… Güz güllerinin kaderidir, Hüznü boynuna takmak, Güneşe umutsuzca bakmak, Dalgınca etrafa bakmak, Güneş bir gelir, bir gider, Karabulut araya girer, Mutlu etmez hüznünü… Gölgeler karargâh kurar, Ayaz söyletmez sözünü, Yakar geçer, yumar gözünü… Ben, güz gülleriyim, Bahara ulaşamam, Aramızda Karlıdağlar var, Eli kılıçtan keskin kırağı var, Güneş elimden tutmaz, Nefesi fayda vermez, Güneş bile soğuk solur, Yağmurlar tek dostum olur, Hırçın esen poyraz kaderim olur… Güllerimi çizen kederlenir, Kısacık ömrümle hüzünlenir, Sonbahar yaprağı gibi yığılırım, Mezarım düştüğüm yere kazılır, Mezar taşıma “Güz Gülleri” diye yazılır. Ben güz gülleriyim, Yazı, baharı göremem, Aramıza Karlıdağlar girer. Yoktur Kaderimde yaşlanma, Ben hep genç yaşta ölürüm, Daima hak yoluna yürürüm. Mezarımda güllerim kokar, Dünyama hüzünle bakar… 03.11.2021 Yozgat |