İĞNECİ BABA
Şehrin ortasında kundura yapar
Sanatını bilen hep ona sapar Gönüllere ahlak güzellik seper İffetin timsali İğneci Baba Kardeşi Serçoban ziyaret eder Mendile sütünü kor öyle gider Keramet gösterir bak getirdim der İffetin timsali İğneci Baba İğneci Babanın yüreği hardır Takarlar yukarı bildiği vardır Asıl damlatmadan durdurmak kardır İffetin timsali İğneci Baba Bir bayan müşteri dükkana girer Açılan topuğu Serçoban görür O anda süt damlar nefisi erir İffetin timsali İğneci Baba Anlamıştır artık gözleri dolmaz Marifet dağlarda ermekle olmaz Mahcuptur yüreği şehirde kalmaz İffetin timsali İğneci Baba Örnek alır esnaf ondaki sözü Bakmaz kimse artık namustur gözü Çarşı esnafının doğrudur özü İffetin timsali İğneci Baba Sadık KARADEMİR İğneci Baba’nın kardeşi olan Serçoban, Amasya merkeze bağlı Karasenir Köyü’ne yerleşir. Çobanlık ile geçimini sağlayan Serçoban hal ve hareketleri ve ibadetinin sadeliği ile tanınır. Bir gün Amasya’da ayakkabıcılıkla geçimini sağlayan ağabeyi İğneci Baba’yı ziyarete gelir. Beraberinde de koyunlarından sağdığı sütü bir mendiline çıkılayıp hediye olarak getirir. Amacı, kendi mendiline koyduğu sütün, mendilden sızmadığını göstermektir. Serçoban mendilini kunduracı dükkanının duvarındaki bir çiviye asar. Bu sırada İğneci Baba dükkanında bir bayanın ayak ölçünü almaktadır. Serçoban, bayanın topuklarını görünce, “ne kadar da güzel” diye aklından geçirdiğinde çiviye asılan mendilden süt yavaş yavaş damlamaya başlar. İğneci Baba, kardeşinin niyetinde bozulmalar olduğunu sezer ama hiç birşey belli etmez. Bayan ayak ölçünü verip dükkandan ayrılınca, İğneci Baba, kardeşi Serçoban’a “ Keramet dağ başında ermekte değil, keramet burada, çıkındaki sütü damlatmamakta” der. Mezarı bugün özel bir mekan olarak hazırlanmış, Kocacık Çarşısı’ndadır. |