B E B E Ğ E - M Ü J D E L E R ! . .
Siz de hatırlarsınız. Çocukluğunuzun verdiği afacanlıkla, kendinize göre bir takım ÇOCUKSU ATAK’lar yaptığınızda; genellikle biraz dayaktan sonra.. duyduğunuz ilk sözler, “SAKIN İCAT ÇIKARMA!” tembihleri ve tehditleri idi...
“BATILI KÜLTÜR” ler de ise; çoçukları icat çıkarsın diye, yapmadığı fedakarlık, göze alamadığı risk yoktur. Kısaca özetlersek; Doğu kültürü ile yetişen çocuklar, genel olarak ilimden ve deneyden bihaber yetiştiklerinden; büyüyünce geçimini sağlamak için; ya SAN’AT’a, ya da AVANTA’ya yönelmek zorunda kaldığından, kendi de, ülkesi de, geri kalır. Fakir, cahil ve otomatikman “Şark kurnazı” damgasını yer. Batı kültürü ile yetişen çocuk ise, icat çıkarmama gibi bir yasağı olmadığından; deneyerek, yanılarak.. eğitilir, teşvik edilir.. yetiştirilir. Bilim öğretilir, inanmasa da; bilmese de, “Allah’ın İlim Sıfatı” ile sıfatlanır, bu sıfatla çalışmaya devam ederek, zamanla sözü dinlenen veya sözünü her yerde dinleten zengin ve bilim sahibi dolayısı ile de bir otorite sahibi olur. Böylece zamanla; “İLMİ, PARASI, GÜC’ü ve KUDRET’i..” artar. Her yerde, her zaman ve zeminde, her şeye hükmetme.. hakkı ve imkânı kazanır ve bu da; her konuda, o kişiyi her zaman ve daima, her alanda yukarı seviyelere taşır, zamanla maddi ve bilgi birikimleni daha da artırarak, kendinden sonraki nesillerine intikal ettirir... Adını, dev bir ‘GAMET’in koyduğu; minik HEYSEM ÇİL’e, “Dünya’ya hoş geldin..” demeğe gittiğimde; aklıma çocukluk hatıralarım geldi. Yukarıdaki, acı; ama, gerçeği tam tesbit ve tahlil eden sonuçları yaşamasaydık, belki de; “UYU, BEBEK UYU” ninnisine, bir “KARŞILIK” yazmak, hiçbir zaman aklıma gelmeyecek ve nazire olsun diye de, “UYAN BEBEK UYAN” şiiri (ilâhisi) de, hiçbir zaman ortaya yazamayacaktım... ARTIK BEBEKLER, UYU NİNNİSİ İLE DEĞİL; “UYAN NİNNİSİ İLE UYUSUN VE UYANSIN, Kİ; “UYANMAK” O BEBEĞİN GENETİK KODLARINA İŞLESİN, BÖYLECE BÜYÜSÜN.. VE BÜYÜDÜĞÜNDE DE, GERÇEKLERİ ÇOK ERKENDEN GÖRÜP; BİR GÜN, SIRA KENDİSİNE GELDİĞİNDE DE.. DOĞU’NUN, BATI İLE OLAN, HER ALANDAKİ BÜYÜK MEDENİYET AÇIĞININ; KENDİ HİSSESİNE DÜŞEN KISMINI, BİR AN ÖNCE TELAFİ EDİP.. KAPATMAYA ÇALIŞSIN... Böylece, artık bebekler; uyu-uyu-uyu.. ninnisi ile değil de, bundan sonra; uyan, uyan, uyan.. kelimesine aşina olsun. Kodlarına, genlerine.. uyan kelimesinin frekansı.. geçsin. (İnşallah) ---İlâhi---- B E B E Ğ E - M Ü J D E L E R ! . . ŞİİR NO: 42 *** 22-KASIM-2008 Uyan, bebek!.. Uyan artık! Sana, müjdelerim var!.. Yeryüzü; yakında, azgın kâfire(!) gelecek dar... Alev, alev.. olmuş; O, “Soğuk Cehennem Ateşi!” Cehennem’in kapısında, ne de çok bekleyen var!.. Çabuk büyü, bebek. Seni, “KUTSAL GÖREV!” bekliyor, “MÜBAREK EL!” vakitlere, “KUTLU ZAMAN!” ekliyor... Şu, YARIN’lar!.. Neye gebe?.. Ne “UMUT’lar, saklıyor?.. Uyan, bebek! Uyan, artık; sana, müjdelerim var!.. Çabuk yürü, bebek!.. Sana hasret, nice kal’alar, Görülecek... “Ne yiğitler doğuruyor.. ANA’lar!..” Seninle; fethedilmeyi bekleyen, “beş kıta” var; Kalk bebek, oturma. Çünkü; yapacağın, çok iş var!.. Pek, çok ŞAKİ’yi; SAİD yapmış, saidler SAİD’i, Fetihlere, köprü kurmuş!.. FETHULLAH’ın NAİBİ!.. Hazreti MUHAMMED MEHDİ, YARIN’ların sahibi, Çabuk büyü, bebek. Seni, “AŞK’la bekleyenler var!.. Bebek, “isim babası VELİ’den(!); ne sırlar, aldı?!.. Üstüne; üç yüz yılın acısı, çilesi.. kaldı; Bebeğe, ne mutlu. “SÖKEN ŞAFAK”larda uyandı!.. “Önden giden atlılar”dan, “NÖBET’i devralmak var...” 27-OCAK-1996 / 7-Ramazan sahuru- Konak-İZMİR. Mürsel Münevveroğlu ([email protected]) |